29 Ekim 2014 Çarşamba

Cumhuriyetimiz 91 yaşında!


91 yıl önce tam bugün kurulan Cumhuriyetimizin 91. yılı kutlu olsun! Nice 91 yıllara daha!



NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!











18 Ekim 2014 Cumartesi

Kitap aldım *.*



Selamlaar selamlaaar! Uzun süredir paylaşmaya vakit bulamadığım kitap alışverişiyle karşınızdayım. Açıkçası kitaplarımı pek sıfır alamıyorum. Çünkü malum öğrenci bütçesi. Ben de sahaflara gidiyoruum! Ankara bu açıdan harika bir yer. Kızılay da o kadar çok sahaf var ki tam bir cennet. İnsan gitti mi çıkası gelmiyor. Hem daha ekonomik!! Her neysee başlayalıım!!





 Stephan King Yüzyılın Suçlusu Blaze


   BLAZE YÜZYILIN SUÇUNU İŞLEDİ... HEM DE ÖLÜ BİR ADAMLA!Blaze, Küçük Clayton Blaisdell'in öyküsüdür... Ona karşı işlenen ve onun işlediği suçların öyküsü… Blaze'in kafası, çocukluğunda babası tarafından merdivenden atıldığından ve sonra bir daha atıldığından beri yavaş işliyordu. Gençliğinde kötü muamele gördüğü ıslahevinden kaçtıktan sonra Blaze, her şeyi bildiğini düşünen George adlı tecrübeli bir suçluyla takılmaya başladı. George onu yüzlerce numarayla ve büyük bir fikirle tanıştırdı: zengin bir ailenin çocuğunu kaçırma fikriyle. Ama sonra George öldürülünce Blaze, partnerinin hayaleti tarafından ziyaret edilse de artık tek başına kalmıştı. Edebiyat tarihinin en sempatik suçlularından birine dönüşen Blaze'in öyküsü şaşılacak kadar güçlü ve hüzünlü. Stephen King'in Tom Gordon'a Aşık Olan Kız kitabı kadar gerilimli ve büyüleyici.

           Daha okumadım ama okumayı dört gözle bekliyorum. İlk kez Stephen King okuyacağım. Çok mükemmel olduğuna eminim. Beklentilerimi de kesinlikle karşılayacaktır. Kitap 272 sayfa. Açıkçası kalın kitaplar çok hoşuma gidiyor. Daha çok içine çekiyor. Bakalım yakında okurum umarım. 


Agatha ChristieEsrarengiz Sanık


   Mary Gerrard'ı öldürmekle suçlanan genç ve güzel Elinor Carlisle, sanık kürsüsünde sessizce oturuyodu. Tüm kanıtlar onun aleyhineydi. Bu cinayeti ondan başkası işleyemezdi. Çünkü öldürücü zehri ancak o, ele geçirebilirdi. Düşmanca fikirlerin hâkim olduğu mahkeme salonunda, suçu kanıtlanana dek Elinor'un masum olduğuna inanan tek kişi; Hercule Poirot'ydu. Yani Elinor ile idam sehpası arasındaki tek kişi...

 Aaay aaay Tam bir Agatha hayranıyımdır. Bayılıyorum kitaplarına. Suçlar, çözüm yolları, şüpheliler o kadar ustaca tasarlanmış ki!! Tam film izzler tadıjnda. Tam suçlu uşak derken bi bakıyorsunuz evin hanımı çıkmış! Yani Agatha aynı zaman da sizi oyuna getiren süper dahi bir yazar. Okumadıysanız daha hemen başlayın derim!!



Paulo CoelhoVeronika Ölmek İstiyor

   "Paulo Coelho'nun ustalığı, herkese seslenebilmesinden kaynaklanıyor. Sevecen, ama etkili bir öğretmen. Kitapları tüm dünyada 100 milyon satmış olan Coelho'nun şaşırtıcı çekiciliğinin nedeni de bu olsa gerek. "
    Veronika, her istediğine sahip görünen, renkli bir yaşam süren, yakışıklı erkeklerle gezip tozan genç bir kadın olmasına karşın, mutlu değildir. Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Başarısız bir intihar girişiminin ardından, kendine geldiği zaman bir akıl hastanesindedir. Üstelik çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir. Zaten ölmek isteyen Veronika bu süreçte, başka dünyaların insanlarını tanırken kendisini de keşfetmeye başlar…
    Paulo Coelho'nun ülkemize yakın bir coğrafyada, Bosna ve Slovenya'da geçen Veronika Ölmek İstiyor adlı romanı, var oluşumuzun her dakikasına yaşam ile ölüm arasında bir seçim olarak yaklaşıyor. Toplumun alışılmış kalıplarının dışına çıkan, farklı düşünceleri yüzünden önyargıları göğüslemek zorunda kalan insanları anlatıyor.

   Kitabı bir arkadaşımdan aldım. Bir günde bitirdim. Zaten 203 sayfa. O kadar güzel ki. Hayatın değerini, kıymetıni anlıyorsunuz. Bu yazarın daha önce Simyacı kitabını okumuştum. Onu da aynı şekilde çok beğenmiştim. Kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında.


Agatha Christie
Cesetler Merdiveni

  Sabah uyanan Bautryler kütüphanelerinde genç bir kadın cesedi bulurlar. Şık gece elbiseli bir kadındır ve makyajı yüzüne gözüne bulaşmıştır. Peki bu kadın kimdir? Buraya nasıl gelmiştir? Dedikoduların başlamasından korkan Bautryler bu esrarengiz olayı aydınlatması için Jane Marple'dan yardım isterler.

   Yine Agatha. Yine cinayet. Yine zeka oyunları! İlk başlarda Hercule Poirot yok diye almak istemedim ama sonra salaklık yaptığımı anladım :D. Dedektiflik romanları Kraliçesi yani okunmaz mıı?!


Agatha Christie
Cinayet Alfabesi

    Yeni türemiş bir seri katil kurbanlarını alfabetik sıraya göre öldürür ve kurbanların yanına ABC tren yolları tarifesini bırakır. Bununla beraber katil dedektif Hercule Poirot'ya öldürmeye karar verdiği kişileri önceden haber verir ve onunla dalga geçer. Ama dedektif Poirot her zaman adı geçen kişilere ulaşmakta gecikir. Hercule Poirot zeki bir katil ile karşı karşıya olduğunu düşünür ve bu cinayet vakâsı ilgisini çeker. Böylece Hercule Poirot Hastings ve Japp'ın yardımları ile İngiltere'de kapsamlı bir seyahat yaparak katilin izin bulmaya karar verir.

Vee son kitabımız yine Agatha Christie'den. Sanırım aldığım A. C. kitaplarından en ilgimi çeken bu oldu. Çünkü konusu bana şuan adını hatırlayamadığım bir filmi hatırlattı. Film çok ilgimi çekmişti. Bu da öyle olacak diye umuyorum. Zaten Agatha Christie yani hayal kırıklığı yaşatmaz bana.

 BU KADARDI Bİ SONRAKİ YAYINDA GÖRÜŞÜRÜZ! 




8 Ekim 2014 Çarşamba

Marlo Morgan: Bir Çift Yürek

           Merabaaaa! Yine bir kitap yorumuyla karşınızdayım. Kısacık bayram tatilimiz ne yazık ki bitti. Okullara tekrar döndük. Maalesef ben de okulu sevmeyen kesimdenim. Arkadaş ortamını seviyorum ama dersler beni çıldırtıyor! Hele sayısal dersler... Her neyse..

           Aslında bugün tanıtmak istediğim kitabı yeni okumadım. Ama paylaşmazsam çok eksik hissedecektim. Çünkü hepimizin okuması gereken kitaplardan. Kitabımızın ismi "Bir Çift Yürek"

Arka Kapak Bilgisi: 

  Bir Çift Yürek, Amerikalı bir kadının Avustralya’da yaşadığı ruhsal yolculuğun öyküsüdür. Göçebe kültürden Aborijinler eşliğinde, kabilenin kendilerini adlandırdıkları şekliyle, “Gerçek İnsanlarla” birlikte dört ay süren ve çölü boydan boya katettikleri uzun bir yürüyüşe çıkar. Bu süre boyunca, çölün çorak coğrafyasındaki bitkiler ve hayvanlarla uyum içinde yaşamayı öğrenir. Olağandışı insanlardan oluşan bu toplulukla birlikte yaptığı yolculukta Morgan, bu insanların 50.000 yıllık kültürlerinin felsefesi ve bilgeliğiyle tanışır. Macerasının ilk gününden itibaren bu çetin yolculuğun zorluklarıyla mücadele etmek zorunda kalır. Dayanıklılığının hergün sınandığı bu zorlu yolculukta, karşılaştığı her zorlukla birlikte ruhu da değişime uğrar. Aborijinler onu, büyük bir alçakgönüllülükle kendilerinden biri olarak kabul eder ve onun şefkat dolu öğretmenleri olurlar. Öğretmenlerinden, her insanın eşsiz niteliklerini ve içsel ruhunu takdir etmeyi ve kutlamayı öğrenirken bir yandan da güçlü doğal şifa yöntemlerine tanık olup onların canlılarla ilgili farkındalıklarının ne kadar derin ve anlamlı olduğunu da anlamaya başlar.
  Bir Çift Yürek, yazarın kendi bastırdığı ilk basımından itibaren uluslararası bestseller olmuş ve tüm insanlığa eşsiz, zamanın derinliklerinden gelen güçlü bir mesaj iletmiştir. Eğer tüm varlıkların, aynı evrensel birliğin bir parçası olduğunu anlarsak, dünyamızı yokoluştan kurtarmak için halen geç kalmış sayılmayız. Varolan her şey inanılmaz derecede güzel ve hassas bir karşılıklı bağımlılık dengesinde bulunmaktadır. Eğer bu mesajı alabilirsek, o zaman bizim yaşamlarımız da Gerçek İnsanlar’ınki gibi bu yüce amaçla dolabilir.

Okumaya başladığımda kitabı ilk önce isminden dolayı aşk romanı sandım. Okumaya başladıkça yanıldığımı anladım. İlk başlarda sıkıcı gibi görünse de hemen bu yanılgıdan kurtuluyorsunuz. Çünkü sevgili yazarımız o kadar etkileyici bir uslüp kullanmış ki sizi romana çekiyor. 
Romandaki kadın Amerikanın gürültüsüne alışmış o karmaşıklığa ayak uyduran biridir. İşi için Avusturalya da bulunan bir Aborjini kabilesiyle görüşmeye gider. Fakat görüşme hiç beklediği gibi olmaz. Kahramanımız kabileyle 4 ay süren çölde uzun süren bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta kabile kültürünü, ve insanoğlunun doğayla ne kadar uyumlu olduğunu öğrenir. Kendisiyle içsel bir yolculuğa çıkar.  



Aslında bunu yorumlamak o kadar zor ki. Her sayfasında bir şey bulacağınız, öğreneceğiniz bir eser. Hepimizin çıkaracağı sonuçlar farklı olabilir. Çünkü çok yönlü bir kitap. Okumanızı mutlaka tavsiye ederim.

Okumanız dileğiyle..

Hoşçakalıın! 





4 Ekim 2014 Cumartesi

1 Ekim 2014 Çarşamba

Her Gün Bir Müzik!

Bugünün müziği:
Three Days Grace --> I hate everything about you
   

 Hareketli severler için oldukça güzel bir şarkı. Zaten bu grubun çoğu şarkısı hoşuma gidiyor. Keyifle dinliyorum. Çoğu zaman dinlediğim şarkıların anlamlarına da bakarım. Bazen kendim aklımdan çeviririm. Böylece şarkıya hakettiği değeri vererek dinlediğimi düşünüyorum. Gelin bunun anlamına bakalıım.


Every time we lie awake 
Uyanık yattığımız her sefer 

After every hit we take 
Aldığımız her darbeden sonra 

Every feeling that I get 

Hissettiklerime bakıyorum 

But I haven't missed you yet 
Ama seni hala özlememişim 

Every roommate kept awake 

Her oda arkadaşı uyanık kalırdı 

By every sigh and scream we make 

İç çekişlerimiz ve çığlıklarımız yüzünden 

All the feelings that I get 

Hislerime bakıyorum 

But I still don't miss you yet 
Ama seni hala özlemiyorum 

Only when I stop to think about it 

Sadece bunu düşünmeyi bıraktığımda 

I hate everything about you 
Seninle ilgili her şeyden nefret ediyorum 

Why do I love you 

Seni neden seviyorum ki? 

I hate everything about you 

Seninle ilgili her şeyden nefret ediyorum 

Why do I love you 

Seni neden seviyorum ki? 

About you, I know 
Seni, biliyorum 

Only when you stop to think 
Sadece düşünmeyi bıraktığında 

About me, do you know 
Beni, biliyor musun 

I hate everything about you 
Seninle ilgili her şeyden nefret ediyorum 

Why do I love you 

Seni neden seviyorum ki? 

You hate everything about me 
Benimle ilgili her şeyden nefret ediyorsun 

Why do you love me 
Beni neden seviyorsun ki? 

I hate 
Ben nefret ediyorum 

You hate 
Sen nefret ediyorsun 

I hate 
Ben nefret ediyorum 

You love me 
Beni seviyorsun 

I hate everything about you 

Seninle ilgili her şeyden nefret ediyorum 

Why do I love you 
Seni neden seviyorum ki?
   

Canan Tan: Yüreğim Seni Çok Sevdi

Merhaba! Bugün Canan Tan'ın bir kitabını tanıtmak istiyorum. Eserimizin ismi yukarda da yazdığı üzere ''Yüreğim Seni Çok Sevdi''  İlk kez Canan Tan okudum. Bundan sonra da okurum herhalde. Çünkü dili sade ve akıcı. İster istemez kitabın büyüsüne kapılıyorsunuz. Şimdii gelelim kitabımızaa...

Arka Kapak Bilgisi:

"Biliyorum, imkânsız aşk bu! Ama hükmedemiyorum kendime..." demişti Murat."Çünkü, Yüreğim Seni Çok Sevdi!.." Ardından da dizelere dökmüştü sevdasını."Yüreğim seni çok sevdio yürek talano yürek yangın yerio yürek seni istiyorbir tek seni..."Aslı ile Muratın İstanbul-Bursa-Amerika üçgeninde yaşadıkları destansı aşkın öyküsü.Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği kadar gerçek..


Aslı İTÜ de işletme okuyan inatçı, hırslı, özgürlüğüne düşkün bir genç kızdır. Okuldan arkadaşı Emre Aslı'yı Amerika'da dil eğitimi alan Murat ile tanıştırmak ister. Fakat Aslı, Murat'ı daha tanımadan zengin, züppe biri olarak düşünüp tanışmak istemez. Ama sonra Aslı Murat'ı tanıdıkça sevmeye başlar. Birbirlerini Nazım Hikmet şiirleri ile bağlarlar. Sonunda karakterlerimiz gönül ilişkisi kurarlar. Ama onları çok zorlu sınavlar beklemektedir. Bu sıkıntıları geçip aşkları devam edecek ya da onları umutsuz bir ayrılığa düşürecektir.  


Kitabın en sevdiğim kısmı aşkları o kadar güzel anlatılmış ki yapaylıktan uzak, tamamen bizden iki çift... Benim gibi odun biri olsanız bile bu kitaptan etkileneceksiniz. Çünkü normalde pek romantik kitaplarla aram yoktur. Ama bu kitabı gerçekten beğendim. Okumanız dileğiylee..
Hoşçakalıın!


Tasarım: Şevval & Moka