11 Kasım 2018 Pazar

Kıbrıs Gezim yeeyyy

Heyy nasılsınızzzz?? Sanırım acilen üzüldüğüm an bloga yazamaya bırakmalıyım çünkü blog ağlama duvarı gibi olmuş.. Neyse en sondaki Ekim yazımı yazdıktan 14 gün sonra doğum günüm için Kıbrıs'a, arkadaşımın yanına gittim yeyyy Aşırı pahalı bir doğum günü hediyesi olunca döndüğümde babamlar ben doğmamışım gibi davranmayı tercih ettiler D::::::::::

Yandaki aşırı yüksek kaliteli:D fotoğraf Girne'deki marineden. Umarım doğru yazmışımdır. Toplamda 4 gün kaldım Kıbrıs'ta ama Mağusa ve Güzelyurt hariç çoğu yeri gezdik sanırım.

Arabanız yoksa Kıbrıs'ta hayat çok zor. Bizim yoktu mesela sürekli otostop çektik. İkinci ya da üçüncü gündü sanırım gece saat 11.30, otobüs gelecek 12'de..... Ama hava da aşırı soğuk, 3 kız parkta birbirimize yapışştık ısınmaya çalışıyoruz sonunda ben dedim ki arkadaşlar olmayacak otostop çekelim. Kızlar tamama falan çıktık yola ama yol da tenha araba gelmiyor. Sonunda bir araç durdu ben görmemişim arkadaşım elif dedi bi çevirdim kafamı KAFASI T ŞEKLİNDE KAZILI BİR ÇOCUK... Arkadaşlarım binelim dediler ARABAYA Bİ BAKTIM TEK KAPILI......... Yani allahım yargılak gibi olmasın ama kafası çinçin saçı olan biri + tek kapılı araba çok hoş bir kombin olmadı... Arabada giderken kafamda hep çocuk bize saldırırsa diye alternatif kaçma planları kurdum ama araba tek kapılı olunca hep boşa çıkıyordu plalarım. Neyseki organlarımız sağ sağlim vardık eve.....



Yine Girne'den aşırı(?) kaliteki kordon fotoğrafı

A bi de Girne kordonda gezerken yorulup banklara atırdık ve birisi yanımıza gelip "pardon lavobaya gidecektim tezgaha bakar mısınız?" bir bilezik tezgahıydı ve hemen yazın salda gölü'nde çalışma skillerimle geçtim tezgah başına ve yaklaşık 10 dakika içinde bilezik sattım iki tane. Tezgah sahibi gelince şaşırdı ve siftah yapmışsınız, ücret sizde kalabilir diyince üzüldüm çünkü saat akşam 5 civarıydı :( O saate kadar hiç satış yapamamış. Ben de yOOoOo diyerek ücreti verdim. Umarım biz gittikten sonra bir şeyler satabilmiştir.

Tamam bu kadar goygoy'dan sonra biraz Kıbrıs'tan bahsedeyim. Aşağıda bahsedeceği yerler Girne Kapı diye geçiyor ama Girne'de bile değil.

Kıbrıs'ın Rum ve Türk kesimi diye ayrı ayrı olduğunu mutlaka biliyorsunuzdur. Lefkoşa iki tarafın da başkenti ve şehrin belirli bir kesiminden sonra görseldeki teller ile ayrılıyor taraflar. Bu yönü ile Lefkoşa dünyada iki ülkenin de başkenti olan tek şehirmiş. 

Çok ilginç, telin o tarafı ve bu tarafındaki hayatlar çok farklı. Bakarken bile fark ediyorsunuz. Bir anda türkçe tabelalar rumcaya dönöyor, yolda yürüyen insanlar farklı bir dille konuşuyor ve bunların hepsi demir bir tel sayesinde. 

Bu fotoğrafı kamera merceğini tellerin arasından sokarak çetim lololo Rum sınırını koruyan askerlermiş sanırım. Çok boş görünüyordu ama arkadaşımın dediğine göre içeride birileri varmış.
  
Aslında videolar var blog için çektiğim ama internet o kadar kötü ki yükleyemedim :((
Neyse üzülerek devam ediyorum yazıya.
Buradan sonra o bölgede bulunan turistlerin asıl gezdiği bir çarşıya gittik ve çarşının adını bilmiyorum... İşte arkadaştan anca bu kadar rehber oluyor, sağolsun :D

Çarşı girişinde çok özel duvar yazıları vardı.


Şimdi random çarşı fotoğraları!!




En son da çarşının ünlü kumda kahve içme yerine gittik. Sunum ve mekan aşşşırı güzeldi. Kıbrıs'ın geneli fazla pahalı ama bu mekan standart fiyatlardı hatta ucuzdu. Çünkü muhteşem bir sunuma sadece 8 lira verdik :')
Eğer giderseniz mutlaka uğrayın buraya, zaten kumda kahve dediğinizde herkes gösteriyor nerede olduğunu.



Ve işte Kıbrıs gezim bu kadardır. Yamuk çektiğim fotolarla size aktarabildiklerimmmmm. 
Fotoğraf düzeni çok tuhaf oldu, kesin blogun mobil versiyonunda fotoğraflar çok geniş duracak....
Neyse bu arada daha size bahsetmek istediğim çok şey var ;v;

Bir kitap yorumu, bir dizi bir de çizgi dizi yorumu yazmam gerek bunları tek bir postta mı yoksa ayrı ayrı mı yazayım bana fikir vermek isterseniz yorumlarda bekleriiiim.

Bir sonraki yayında görüşürüz!!
Tasarım: Şevval & Moka