30 Kasım 2020 Pazartesi

Kasım raporu

27 Kasım 

Kasım ayının bitmek üzere olduğuna inanamıyorum, daha dün sanki 1 Kasım'mış gibi.... 

O kadar yoğun bir aydı ki 3 gündür başım ağrıyor, uykusuzluktan ve yorgunluktan. Sınavlar, ödevler, sunumlar, annemler evde değildi haliyle ev işleri, temizlik, yemek derken kendimi bir anda kasım sonunda buluverdim. Haftaya da ales var ama hiç çalışamadım o kadar kitap almama rağmen. Neyse artık sağlık olsun.

    Sağlık demişken kiminle konuşsam covid kapmış oluyor, çember daralıyor gibi hissediyorum hiçbir yere çıkmadığım için kendim hakkında endişeli değilim ama annem hala okula gidip geliyor, onun için biraz endişeliyim. Umarım sağlıklı bir şekilde bu süreci atlatırız ama sanki herkes bir gün kapacak gibi o yüzden sanırım hafif şekilde atlatmayı dilemek bu noktada en mantıklısı olacak gibi.

10 gündür abimin bir arkadaşı bizde kalıyordu, annesi tüberkülozmuş ve annesini burada bir hastaneye yatırmışlar çocuğun Ankara'da kalacak yere ihtiyacı varmış. O kadar yakın bile değiller abimle ama abim çocuğun zor durumda olduğunu düşünerek kabul etti. Çok kızdım ona çünkü çocuk bu tehlikeli dönemde hastaneye gidip annesini ziyaret ediyordu, bir risk altına girmiştik. İşin kötüsü sonradan anlaşıldı çocuk kötü bir durumda da değilmiş maddi durumları iyi çıktı.... Çok sinirlendik ama bunu çocuk geldikten sonra öğrendiğimiz için artık çok geçti. Çocuk bizde tam 9 gün kaldı, hepimiz diken üstündeydik. İnsanlar gerçekten çok anlayışsız ya ve çocuğun kendisi de çok afedersiniz davar biriydi, düzgünce teşekkür bile etmedi. Dün sabah saatlerinde abime bi hoşçakal diyip gitmiş. İnşallah hiçbir şey olmamıştır..... Hala sinirleniyorum düşündükçe. Allahtan annesi iyiymiş, umarım en kısa zamanda tamamen iyileşir. 

Ayrıca bu hafta çok fazla seminere katıldım, kendimi aşırı boş hissediyorum herkes bi eğitimlere katılıp bir şeyler alıyor sertifika falan. 3. sınıf olunca bu sene iyice strese girdim ne yapacağım hiç deneyimim yok staj konusunda diye. Psikoloji bölümünde stajlar fazlasıyla sıkıntılı, öyle ki öğrenciler staj için para ödüyor. Hocalarımız sık sık bu konuda bizi uyarıyorlar ama yapacak bir şey yok sanırım illa bir yerden başlamak gerekiyor. Yüksek lisansı yurtdışında yapmak istediğim için para biriktiriyorum ve ortalama yapıyorum ama deneyimim olmadığı sürece hiçbir program beni kabul etmeyecek.. Keşke bir araştırma projesine katılabilsem. Bu durum beni fazlasıyla germeye başladı. Gelecek kaygısı UGHKJadsklfs.

30 Kasım

Ben bu satırları yazarken 3 tane hocam sisteme ödev yüklediler ve korkunç bir hafta sonu geçirdim. Politika teorisi dersinden çekilmeyi bile düşündüm, ödev gerçekten çok zordu. Neyse ki şu an sakinim ve ödevleri yapıp yolladım. 

Şimdi Kasım ayında neler izlediğimden bahsedeceğimmmmm. Çok yoğun bir ay olduğu için pek bir şey izleyemedim.

-The Adams Family (2019): Bunu fin bir arkadaşımla seyrettik, amacımız cadılar bayramında seyretmekti ama nasip olmadı ve kendisi film yerine animasyonu indirmiş yanlışlıkla :'D Keyifli bir animasyondu ama çok da gerekli miydi sanmıyorum.

-Ju-On: The Grudge (2002): Filmi gece 2'de seyrettim ve korkunç olmamasına rağmen evde tek olduğum ve dışarıdan sesler duyduğum için film sonrası korktum.... kedim de gelip battaniyemin altından içeri girince ufak çapta bir kalp krizi geçirmiş olabilirim. Ama yine de güzel bir filmdi, korkunç olsun ama öyle çok da korkutmasın diyorsanız bu filmi seyredebilirsiniz.

-Legally Blonde (2001): Klasik bir film, izleyemeyen yoktur diye düşünüyorum :'))

-Ordinary Fascism (1965): Politika dersi için izledim. Rus yapımı, Adolf Hitler yönetimini korkunç bir gerçeklikle anlatan bir belgeseldi. Çekimlerde gerçek görüntüler kullanılmış ve ilk kez böylesi görüntülerle bir ikinci dünya savaşı belgeseli seyrettim. Eğer bu konularda ilginiz varsa kesinlikle tavsiye ediyorum, pişman olmayacaksınız.

 
    Kasım ayı raporum bu kadardı, umarım aralık ayı kasım ayından daha iyi geçer T-T
Herkese sağlıklı bir ay diliyorum.









1 Kasım 2020 Pazar

Doğum Günüm, İzmir Depremi ve Akademik Kitap Alışverişi

31 Ekim


Herkese merhabaa,

    Kitaplarım salı günü geldi ama bir türlü buraya yazmaya fırsatım olmadı. ÖNCE kısaca doğum günümden bahsedeyim, dündü ve yakın arkadaşım çok tatlış bir hediye postaladı bize. Yanda görmüş olduğunuz pembe klavye :'))))))) Çok uzun zamandır bu klavyeyi istiyordum ama laptop kullandığım için gereksiz bir masraf olarak görüyordum, sanırım arkadaşım daha fazla serzenişlerime dayanamadı ve yeter bee diyerek bana klavyeyi doğum günü hediyesi olarak almak istedi ve beni çok mutlu etti. Erkek arkadaşım da sürpriz yapmış ve o da taa Danimarka'dan bana yollamış hediyesini :'(( Çok mutlu oldum ve harika bir doğum günü geçirdiğimi düşünürken gün içinde İzmir'de deprem oldum...

    Ankara'da yaşadığım için depremden direkt etkilenmedim ancak kendim yaşamışım gibi üzüldüm. Ne yazık ki ülkemiz deprem bölgesinde ve her yıl bir deprem görüyoruz, bu sene iki oldu ocak ayında da Elazığ depremi olmuştu. Tüm bunlara rağmen ben de herkes gibi tedbirsizliğimize üzülüyor ve devletin bir şey yapmayışına üzülüyorum. Her yıl yaşadığımız bu olaylara rağmen hala en küçük boş araziye bile upuzun bina dikiyorlar, ne estetiğe dikkat ediyorlar ne de yapının sağlamlığına. Amaçları sadece rant. Çok üzülüyorum gerçekten, demek istediğim çok fazla şey var ama yazamıyorum bile artık, içimden gelmiyor.

1 Kasım

    Buz gibi soğuk bir sabahtan günaydın, yine bir blog yazısını yarım bırakıp ertesi günden devam ediyorum. Doğum günüm hakkında yazmak istediğim çok şey vardı ama hala içimden gelmiyor yazmak, belki daha sonra ayrı şekilde yazarım :<

GELELİM KİTAP ALIŞVERİŞİME,


    aAAA blogger'da yan yana iki foto koyma özelliğine ne oldu, bir türlü ikisini birleştiremedim :'(( Neyse artık böyle idare edeceğiz mecbur.

Aldıklarım:

-Travma Sonrası Psikolojik Tepkileri Anlamak
-Hayatı Yeniden Keşfedin
-Mindfulness ve Şema Terapi Uygulama Rehberi
-Psikoterapi Pratiği
- ALES kitabı,,,,,,,,
    İlk fotoyu resmen uzaydan çekmişim, o yüzden kitapları net görün diye sağa bir fotoğraf daha bırakıyorum. Gördüğünüz üzere çoğu psikoloji kitabı, alanımı ne kadar sevsem de alan okuması yapmayı bir o kadar sevmiyorum ve çoğunlukla kitapları pdf olarak orijinal dilinden okuyorum. Eğitimimi ingilizce aldığım için psikoloji türkçe kelime dağarcığım pek iyi değil, utanarak söylüyorum bunu. Açıköğretimden de sosyoloji okuyorum, geçen dönem aöf sosyal psikoloji sınavı vardı ve kavramları o kadar anlayamadım ki, bildiğim şeyleri de zar zor yaptım. Sonra dedim ki yazıklar olsun atlantisli işte kitap okumadığın için oluyor bunlar. Hemen araştırıp güzel kitaplar aldım. Psikonet yayınlarının kitaplarını çok beğendim çünkü hem çevirisi güzel hem de böyle kişisel gelişim zırvalıklarına girmeden gerçekten psikolojik destek veren kitaplar. Zaten uygulama rehber kitapları diye geçiyor yani sizler de alıp gönül rahatlığıyla okuyup, kendinize yardımcı olabilirsiniz (tabi ki bir yere kadar, nütfen ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız bir uzmana danışın :< )


Şimdilik bahsetmek istediğim şeyler bu kadar, İzmir depremini yaşayan herkese geçmiş olsun. İnşallah can kaybı daha fazla artmaz ve sizler/sevdikleriniz iyidir. 

Bir sonraki yayında görüşmek üzere!



Tasarım: Şevval & Moka