30 Eylül 2015 Çarşamba

Kitap Yorumu: The 100 Eve Dönüş -Kass Morgan

Bu kitabı da 7 saatlik yolculuğumuzda bitirdim. Yolda hayatta kalma çabaları vol34756876. Bir de bu serinin üçüncü kitabı. Birinci ve ikinci kitabın yorumları için tıklayınız :3





The 100 Eve Dönüş
Kass Morgan
328 Sayfa
Go Kitap






İnsanoğlu Eve Dönüyor100 ekibi Dünya'ya inişlerinden haftalar sonra nihayet bir düzen kurmayı başarmıştır ama Kolonicileri taşıyan yeni iniş gemilerinin Dünya'ya gelmesiyle birlikte, hassas dengeler yavaş yavaş bozulmaya başlayacaktır.
Dünya'ya acil iniş yapan Koloniciler arasındaki GLASS yeni bir başlangıç umuduyla geldiği bu gezegende, hayallerindekinden çok farklı gerçeklerle karşı karşıya kalacaktır. Yaralı Koloniciler için canla başla çalışan CLARKE'ın aklında tek bir şey vardır: Dünya'da bir yerde yaşama ihtimali olan anne ve babasını bulmak. Wells, Yardımcı Şansölye ve muhafızlarının gelişiyle sarsılan otoritesini korumaya çalışırken Bellamy geride bıraktığını sandığı suçuyla yüzleşmekle kaçıp gitmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. 100 ekibi ya Dünya'da buldukları özgürlükleri için mücadele edecek ya da sahip oldukları her şeyi ve sevdikleri herkesi kaybedecektir.

Öncelikle kitabın kapağı çok hoş değil mi yaaa *-* Böyle mat bir dokusu var ve arka fonda yıldızlar var. Çok başarılı buldum. Özellikle de Go Kitap'a orjinal kapakla çıkardıkları içn teşekkür ediyoruum *-*. Eğer önceki yorumlarımı okuduysanız seri hakkındaki düşüncelerimi biliyorsunuzdur. Bilmeyenler için tekrar edeyim. Kitabın dizisi olduğunu hemen hemen hepimiz biliyoruz, bilmeyenler de şimdi öğrendiler fhgjfhgfjh. Dizinin ikinci sezonu başlarken ilk kitap piyasaya sürüldü. Bu mantık biraz saçma geldi bana. Zaten dizisi ile kitap çok çok farklıydı. İlk kitabı da bi günde bitirmiştim ve nefret kustuğumu hatırlıyorum.

İlk kitap vasattı, ikincisdi ortalama ama son kitap cidden güzeldi. Macera ve aksiyon hiç eksilmedi. Neden bilmiyorum ama bu kitapta yazarın dili de sanki diğerlerine göre daha iyi gibime geldi. Kitap zaten 4 karakterin ağzından anlatılıyor. Wells, Clarke, Bellamy ve Glass. Galss uzaydaki kısım için lazımdı o yüzden o gereksiz değildi, Wells kitabın ana karakterlerinden biri zaten -dizisindeilk5bölümdeölsede- Bellamy aşkım olmazsa olmaz shdfjdhgjh Ona fangirllük yapıyorum şşşş. Clarke e bi zahmet olsun sfgjhg. Ama Clarke'ın bölümü bence daha fazla olmalıydı. Sonuçta baş karakter o. Çok fazla Wells bölümü vardı.


Kitapta yer yer beni gülümseten yerler oldu :') Ve bazı yerlerde özgürlük ve bi yere ait olma teması çok harika işlenmişti. Sonuçta 300 yıldır uzayda yaşayan bir koloniden bahsediyoruz ve ilk kez güneşi, nehiri falan görüyorlar. Oralarda nedense bi garip oldum sfhgjghgh. Yani bu kitabı diğer iki kitaba göre çok daha beğendim. Kurgu ve aksiyon itibariyle daha heyecanlıydı. Seinin son kitabı falan diyorlar bence de öyle ama o zaman çok havada bitmiş olur. Yani yazar sıkılmış mı napmış okuyucuların kafasında bir sürü boşluk bırakmış olur. Hoş diyil.

Seriye genel olarak yorum yapacak ollursak; Açıkçası ben kurgusunu başından beri zayıf bulduğumu söylemiştim. Yani o kadar büyük bir proje olan tekrar dünyanın yaşanılabilirliğini kontrol etmek için koskoca gezegen niye bir avuç genç yollasın ki. Daha deneyimliler elbet vardır. Ben kitapların hepsini ucuz alma imkanım olduğu için edinip okudum. Yoksa orjinal fiyat olsaydı alıp okumazdım. Hatta ben ilk kitaptan sonra devam etmeyecektim bile ama kitapçıda çok indirim yaptı hep dghkhjkh Dayanamayıp seriyi okudum. Seriye puan verseydim 5 üzerinden 3 verirdim. Okuyacaksanız okuyun yani pek şey olmaz dhfkjhggh

KİTAPLI GÜNLEEEER!




Kitap Yorumu: Hain Yüreğim -Wulf Dorn

Selamlaaar! Kitap yorumlarını okadar biriktirdim ki kendimden tiskiniyorum. Bu kitabı köye gidişimin ikinci günü okumuştum ve çok efsoyduu *-*







Hain Yüreğim
Wulf Dorn
384 Sayfa
Pegasus Yayınları






Yüreğimin koridorlarında dolaşan bir canavar… Onu tanımıyorum. Göremiyorum. Ama hissediyorum. Orada… Amansız, Şeytani, Hain...
Doro, küçük kardeşinin ölümünden beri kâbuslarla ve halüsinasyonlarla yaşamaktadır. Kötü anıları geride bırakmak adına annesiyle birlikte başka bir şehre yerleştiğinde hayatında temiz bir sayfa açacağını düşünür ama nereye giderse gitsin geçmiş, bir hayalet gibi onu takip etmektedir. Ve bir gece, haftalar önce intihar ettiğinden herkesin emin olduğu bir gençle karşı karşıya geldiğinde Doro gördüklerinin bir hayal olup olmadığını anlayabilmek için tehlikeli bir arayışın içine girer. Dahası, keşfettiği şeyin gerçek olduğunu herkesten önce kendisine kanıtlaması gerekecektir…

Öncelikle kitap o kadar sürükleyiciydi ki bir oturuşta soluksuz bitirdim valla. Uzun süredir bu kadar güzel kitap okumamıştım. İlk kez Wulf Dorn okudum. Yakın arkadaşlarımdan birisi Wulf Dorn'u bana öve öve bitiremiyordu. Genelde övülen kitapları hiç beğenmem dedim kesin bunu da beğenmeyeceğim. ama sonraaaa laflarımı tek tek yuttum gfhjfjhgf. Kitabı aşırı beğendim ve yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım. Kitabın kasvetli bir havası vardı başlarken de bunu fark ettim. Yazarın ne tür yazdığını da bildiğimden -korku gerilim- ona göre kendimi hazırlayarak başlamıştım. Ama bu bile yetmedi yani kitap beklentilerimin çok çok üstünde çıktı. 

Şimdi yalan olmasın kitabın sonunu tahmin ettim. Kolay bi son olduğu için mi hayır. Ben genelde kitabın sonları hakkında en uç fikirleri yürütürüm. Bknz:
-"Kanka düşünsene katil annesi çıkıyomuş ne gülerim lan ehueheue"
(KATİL ANNESİ ÇIKTI)
Gibi fjghkgfk. Bu tür saçma varyasyonlarla kaç kitabın sonunu tahmin ettim bilemezsiniz dhfjgjfg. Ama yine sonu da çok çok etkileyiciydi. Kitaptaki ana karakter Doro'nun Sinestezik oluşu bile kitabı okumam için bi sebepti. Çünkü o hastalığa sahip bi arkadaşım vardı çok ilgimç bi şey neyse bunun hakkında sonra konuşuruz hsgfjdgff


Doro kardeşinin ölü bedenini buluyor sabah uyandığında ve kardeşi onu rahat bırakmıyor hep onu hayal ediyor bi yerlerde falan. O kısımlar çok ürkünçtü. Çünkü yazarın dehşet ötesi bi betimleme üslubu var ve ister istemez hayal ediyorsunuz. Bu arada bu spoiler sayılmaz çünkü kardeşinin öldüğünü ilk sayfalardan öğreniyoruz dgfjdhgkh.

Kısacası kesinlikle tereddüte düşmeden okunacak bir kitaptı. ben kitabı bitirdim bi de gece de kendim rüyamdan devam ettirdim dhfjhgjf. Yazarın dili basit zaten hemen akıp gidiyor. Şimdiden okuyacaklara iyi okumalaaaaaar :3





26 Eylül 2015 Cumartesi

DIY: Şapşirik Stickerlar

Şimdi efendim yarından sonra okullar açılıyor ya bende evdeki eşyalarımı bi gözden geçireyim eksikleri de yarın kapatırımö diye düşündüm. Sonra aklıma çok dehşetengiz bi fikir geldi! Kendi stickerlarımı yapacaktım! *-* Daha önce Printable kitap ayraç yapımını burada paylaşmıştım. Görmediyseniz sizi şuraya alayım.

Bunda da format aynı. Pinterest'ten bulduğum güzel şeyleri yarın kırtasiyeye gidip çıkartma kağıdına bastırmalarını rica edeceğim. Ama gideceğiniz kırtasiye küçükse çıkartma kağıdını bulabileceğinizi pek sanmıyorum :C






YA ÇOK TATLIŞKO DURMUYORLAR MI *-* Böyle stickerlarım olunca çok mesud olacağım dhgfjhdgghj


Bunu da fotoğraf kağıdına bastırıp ayraç olarak kullanacağım :3

Siz de deneyebilirsiniz kolay gelsiiiin :3

DIY: Fairy Tail ve Naruto Rozetleri

Bunu bayramdan önce yapmıştım ama bloga yazmaya vakit bulamadım... DİKKAT: Bu bir Aşırı Düşük Bütçeli DIY yayınıdır fhgkhjgjh

Malzemelerimiz bunlar:
-Akrilik veya tüp sulu boyalar
-Evde kullanmadığımız rozetler
-Palet
-Ve bir kaç boyutta fırça
Yaparken masa batmasın diye bir şey sermenizi tavsiye derim. Benim gibi masanız beyazsa tehlikeli olabilir.

Palete birazcık siyah boya sıkıyoruz. Renk tercihleri size kalmış. ben siyah zemine kırmızı yaptım. Daha hoş durdu. Fotoğrafta belli olmamış ama paletlerin gözlerinden birinde de su var. Boyayı yumuşatmak için kullandım. Aynı sulu boya gibi. (Zaten sulu boya...)

Sırayla üç rozeti de boyadım. Sonuncuyu Doctor Who'lu yani Tardisli yapmak istediğim için laciverte boyadım ama lacivertin üzerinde Tardis görünmedi sed sitori :((

Kurumasını beklerken telefona da bişiler yapayım dedim ama berbat oldu fdgjdghh Allahtan boya su bazlı hemen koştum yıkadım çıkardım. Ben böyle hayal etmemiştim halbuki bfgjhgdfh

En son da en ince fırça ile istediğim  sembolleri çizdim. Çok zor oldu ufak olduğu için ölüyordum az daha. Hele FT'nin o kuşu... Rozeti balkondan fırlatmak istedim. Ama sabrın sonu selamettir yani bende sinir krizleri ile de olsa bitirdim :3 Dediğim gibi Tardis görünmedi. Kaldı öyle hfgghgh.


 İşsizce bir şeydi bu da. Denemek isterseniz kolay gelsiiiiiiiiiiiin ve iyi eğlenceler ^^







Atlantisli Bayram Edition


Selamlaar! Sanırım ilk kez blogtan bu kadar ayrı kaldım. Bayram için köye gitmiştik ve bir saat çnce döndük. Allahım 7 saat yol git git bitmedi Afyon'dayken falan kendimi kaybettim resmen dgfjhfgjdf. Bir de yanıma aldığım kitapları ilk iki günde bitirince sıkılmaktan cüğerim soldu. Tüm akrabalar ve KUZENLER geldiler :>>> Benim için ayrı bi işkenceydi. Çocuklarla uğraşmaktan nefret ediyorum. Ve artık çocuk da sayılmazlar yani. 5. sınıfa geçmiş kız hala Elif abla oyun oynayalım diyor. Ne oynayacağım senle lan kaç yaşına gelmişiz ikimizde DİYEMEDİM. Çünkü annem tepeme çöküyor. "Ne oynamıyosun kızla brak şu telefonu" diye. Bir de en büyük ve tek kız ben olunca tüm kız kuzenler toplaştı başıma yarabbi kabus gibiydi. Bayramlardan sırf bu yüzden nefret ediyorum. Harçlık da vermediler zaten. Ya 5 yaşındaki kuzenim 100 lira toplamış. ben ise 20 lira. Onu da annem verdi.... Şu küçüklere para verme mevzusunu anlamıyorum. Asıl iz büyüklerin ihtiyacı var. Bize vermeleri gerekir!!!

Kuzen işkencesinin yanında bir de whatsapptan delirdim. İki haftadır zaten tüm arkadaş krizleri beni buldu. Hiç beklemediğim iki kişi ile aram açıldı. Biri ile barıştım gerçi diğeri ne alemde bilmiyorum. Açıkcası gidenin peşinden koşmam aga hele o laflardan sonra kapı açık arkanı dön ve çık yani. Sonra ortalık duruldu haydaaa bi kişi daha. İçimden la havle çektim. Onu alttan aldım. Sonra noldu bilmiyorum dhfgdjgh. Sonra bi kaç güzel mesaj da aldım tabisiiii :)))) (Burda Moka-chan'a bakıyor :>) Yani üzüldü açıkçası. Hele birine baya kötü oldum ondan hiç beklmezdim çünkü. Uzun süredir tanıdığım bi dostumdu. Dedikleri beni dehşete düşürdü. En çok ona üzüldüm. Ama onunla toparladım. Şuan iyiyim benim için önemli olan bu.

Ya okullar açılacak iki gün sonra ve ben hiç bi şeyi yetiştiremedim. Dershaneden bir ton ödev vardı ve ben yapmadım. Aslında yaptım yani kolay soruları çözüp zorları bıraktım. Zorlar da çok zor geldi yapamadım hsdgfhdgjgh. Bloga yazacaklarım, yarım kalan animeler ve mangalar, diziler filmler hepsi kaldı ağlicam yaaaa :( O yüzden şu iki günü dolu dolu geçirip okula pişmanlıkla başlamak istemiyorum (BAŞLADI). Hep şehir dışına çıktık diye. ŞEHİR DIŞINDAN NEFRET EDİYORUM! Tatilin son haftası böyle bitmemeliydi! Ben hiç dinlenemedim amaaaaağ




17 Eylül 2015 Perşembe

Blogumun 1. Yılı Doldu Herkese Teşekkürleeer!



Selamlaaaar! Tam tamına bir yıldır bloggerım :') Kitap bloguyla başlayan maceram kişisel blogla son buldu :') Ve kesinlikle pişman değilim! Bloggerlık maceramdan çok az bahsedip teşekkür faslına geçeceğim sonra.

İlk tanıdığım blog Güngör Ablanın bloguydu yani Renkli Kitap'tı. O kadar hayranlık beslerim ki Güngör Abla'ya karşı blog açmam için idol edindim hala da idolüm ve bloguna her gün girerim yeni yayın var mı diye :') Sonra Shuu-san'ın blogunu keşfettim ve aklıma "Neden ben de anime yorumu yapmıyorum ki!" fikri geldi. Shuu-san'ın blogunu ilk keşfettiğimde tüm yayınlarını teker teker okuyup, ertesi gün de önerdiği rpg'leri indirmiştim :'))  Shuu-san'ı da kendime idol aldım :') Shuu-san'dan sonra Moka ile tanıştım! Hepimizin tanıdığı Moka-chanla. Ona e-mail atmıştım blogla ilgili sorularımı tek tek sabırla yanıtlamıştı. Bugün de Moka'nın doğum günü zaten isabet oldu "Otanjobu Omedetoo Moka*-Chaaaan! İyi ki tanışmışız doğum günün kutlu olsun. Onee-chan'ın seni çok seviyor, her zaman yanında olacak :3 ^^ 



Herkese tek tek çok teşekkür ederim. Beni asla yalnız bırakmayan Blogger Girlz'lere yani Rin, Yuu, Ranao, Miki ve Zuri'ye çoook çok teşekkür ederim. Bana bloggerdan ciddi manada eğlenmeyi, zevk almayı öğrettiniz. Ve sayenizde hiç ilgim olmamasına rağmen Kore hakkında bilgiler edindim fdgjfgh. Sizleri tanıdığım için gerçekten çok mutluyum. Hiç aklıma gelmezdi böyle güzel insanlarla tanışabileceğim :')

Ve Kinu.. Seni unuttum sandın dimi eşeeeeek :D Benim FT'ci, çilekeş ve dünyalar güzeli -Yalanaslındaçokçirkin- yoldaşım. Her zaman saçma sapan yorumlarınla bana destek oldun. Benimle saçma Ümit Besen şarkısına eşlik ettin hfgjhf. Aslında konuşmalarımızı ss ile ifşa edecektim ama insafa geldim :>>. Seni tanıdığım için de çok mutluyum :'))

İlk başta blogu açtım bi 4-5 ay tek takıldım gfdhjgjdf Ciddiyim kendi kendime falan konuşuyordum yani o derece. Ama pes etmedim ve bu muhteşem çevreyi edindim. Shuu-san, Moka, Kinu, Rin, Yuu, Ranao, Miki, Zuri, Lisa, Yaren ve daha nice yorumlarıyla bana destek olanlar



Yeni blog açmış arkadaşlara sesleniyorum. Bu işi bırakmayın sakın. Sanırım bloggerlık sosyal çevrede yaptığım ve beni en çok mutlu eden şey. Burada sizlerle saçmalamayı, mim yapmayı, fikir danışmayı, fikirlerimi yazmayı çok seviyorum. Ve kendimle gurur duyuyorum. Pes etmeyip buralara kadar geldiğim için, sizleri tanıdığım için. Örümün yettiği kadar blog tutmayı düşünüyorum ciddi olarak. Çünkü yazmayı seviyorum. Yeri geldi buraya derdimi yazdım yeri geldi kitap, film paylaştım tabi çoğu zaman saçmaladım djhgkdfhgkdfh

1 yıl boyunca bana destek olan herkese teşekkürlerimi sunarım. 


NOT: BU YAYINI DA TAM 100. YAYIN OLACAK ŞEKİLDE AYARLADIM FHJDGFJDF KAHRETSİN ÇOK ZEKİYİM JGHKFHKIFGHJGH

11 Eylül 2015 Cuma

GÜNAYSIN MI?

Selamlaar! Nasılsınız? Ben iki haftadır dershanede sürünüyorum :C I cri evrtm.. Hayır dershanenin saatleri de belli değil. Bi 14.30'da bi 10.30 da. Zaten olmayan uyku düzenimle bünyem alt üst oldu. İki gündür bu "sabahları uyanma mevzusu" ve "Günü boş boş geçirme" sorunsalı ile yakın arkadaşım Yaren'in de başı dertte. Ben de bi şeyler düşünüp bunu sizinle de paylaşmaya karar verdim. Okullar zaten yaklaşık 20 gün sonra açılacak. O yüzden uyku düzenini yavaştan oturtmaya siz de bakın.

1) Hocam erken kalkamıyorum?
Şimdi ne kadar önemsiz gibi görünse de bence sabah kalktığınız alarm sesi çok önemli. En sevdiğiniz şarkıyı alarm yapıp böyle de uyanabilirsiniz. 

Aşırı saçma bi şarkıyı da alarm yapıp böyle uyanabilirsiniz;

İster inanın ister inanmayın ama ben ikiyi tercih ediyorum djgjfhhgdg. Tabi ki bu kadar sinirleneceğim ya da günümün berbat başlamasını sağlayacak şarkılar seçmiyorum .s.s.s (kısmen). Şimdi akıl var mantık var ben mutluysam yataktan kalkmam abi koyar kafayı daha çok uyurum jfgjdg. Ben alarm kurduğum da genelde öyle oluyor;

*Canısııı canısııııı*
Noluyo ya
*CANISIIIIIĞ CANISIIIIĞ*
Bu ne lan
*ÖMRÜMÜÜÜÜÜĞN YARISII*
Olm fbhjghf
*BEN SENDEN AYRILAAAĞMAM*
Ayrılmaaaağ
*ALNIMIIĞIN YARISIIĞ*
ağağağğaa
(Uyandı, kalktı, boş boş halıya bakarak az önce ne yaşadım lan ben diye düşünüyor)


Gülemeyin ama bi ara ben bunla uyanıyordum dfjhgjdhgkfdh Cidden ya gülmekten uyanırsınız ya da çok çilekeş gelir dayanamaz kalkar kapatırsınız. YANİ UYANMA GARANTİSİ VERİYORUM DGFJHDFGJHFGHJN
Canısı kısmı için direk 1.08 kısmına gelin ben alarmı da orası yaptım zaten hjdgjhdfjghgh

Şimi Kinu diyecek senin ben dinlediğin şarkılara... ghjhfdgj Y a Kinu yemin ederim bunları dinlemiyorum fhgjg Ama bu tür şarkı belleğim baya vardır yani arada kullanmak gerekiyor :)))

İşte böyle uyanınca ben haliyle uyku muyku kalmıyor bi gülesim geliyor fhghgj. Ancak uyku ile ilgili önemli olan bir diğer şey ise

2) Telefonu odanın köşesine bırakmak:
Bu madde de çok önemli çünkü telefonun alarmını kapatıp yeniden uyuyan bi kitle var aramızda. Telefonu uzağa koyarsanız kapak için yürümek zorunda kalırsınız. e o kadar kalktınız yataktan bi uyanın bi zahmet.. Eğer odanız benim gibi küçükse, halıda rahatlıkla sürünerek yataktan kalkmadan telefona ulaşabiliyorsanız telefonu pencere önüne bırakın. Yere değil hani pencerenin önünde mermer varya hah işte oraya. Alarm için gittiğiniz de veya hiç olmazsa telefona bakmak için perdeyi kaldırmanız, aralamanız gerekecek veeee IŞIK GÖZÜNÜZÜ ALACAK COSSSSS GÖZLERİNİZ FELÇ. Bakın bu taktik de çok önemli

3)Uyandığınızda perdeleri açın hemen! 
Güneş en büyük uyanma sebebidir. Eğer sabahları güneş banyosunda gözleriniz yanarak uyanırsanız bir daha uyuyabileceğinizi sanmıyorum gdfjhdfg. Ben bunu okul döneminde çok yaşıyorum. İlk ders genelde uyuklarım arkadaşlar zorla tenefüse çıkıyorum ve genelde şuna benzer bi manzara oluyor ndfhbgjhfdgg.

Güneş gözümü alıyor ve vampir dürtüleriyle sınıfa geri koşuyorum. Zaten odamda da perdeyi pek açmam dbgfjhdgf. Hatta ben hep karanlıkta otururum fgdhgfj

Bir de şey dicem. en az hepimiz bi kere de olsa hayatımızda youtuberları seyretmişizdir. Hani oradaki havalı video çeken ablalarımız sabah kalkıyor ve şu tür şeyler yiyorlar.


Böyle bir saçmalık olabilir mi bhghdcycdh Olm bu ne dhhfjfjc Sabah kahvaltı niyetine bunları yiyen kişiler salaktır aksini iddia eden bunları yiyordur. Ne bu? Meyve. Meyve nedir ara öğündür ne bileyim akşam çaydan sonra yenir ilerde beyimize bıçağın ucuyla uzatacağımız besindir fdbfvhfbjvbfji Ya ben sabah kalkınca niye bunu yiyim? Akıl var mantık var. Arkadaşlar sakın böyle saçma sapan youtuberlara özenip de sabahın korunde yemeyin bunları karnınız ağrır. Kırın yumurtayı, sucuk, tost, patates takılın ya bu ne böyle sosyetik miyiz biz bfjfjfkfklk Neyse

KAHROLSUN PİLATES
YAŞASIN PİLAV PATATES!!! 

Kendinize iyi bakııınn! :3 

6 Eylül 2015 Pazar

Garip Sorulu Mim

Beni mimleyen Yaren'e ve  리사 çok teşekkür ederiiiim ^^ Ben de Aslıhan'ı ve Yu'yu mimliyorum :3


1-)Bu aralar hiç durmadan dinlediğin şarkı var mı yani bağımlılık yapan?


ve
Bu ikisi 2 aya yakındır sürekli dinlediğim şarkılar *-*

2-)En son ne zaman yaralandın veya başına kötüne bir şey geldi?
Sanırım dün. Kafamı mutfak dolabının köşesine çarpmıştım dgfjhdgf

3-)Seni en çok ne kızdırır? (sanalda/gerçekte)
Sanalda: Özenti ve kendine çevre edinmeye çalışan insanlar. Hani çevre yaparsın ama samimiyetinin olmadığı kişlere yılışık yılışık torumlarda bulunanlardan, "Zoraki" samimiyet kuranlardan nefret ediyorum.
Gerçekte: Şımarık insanlar... Gerçekten katlanamam bu tür insanlara

4-)En son ne zaman bir şeyi izlerken ve ya yaşarken duygulandın ve ağladın?
Dün gece yani iki gün öncesinin gecesi ya hani Cumayı Cumartesiye bağlayan gece var ya hah o zaman dgfhdjhgkfghj Gece saat 2 de falan Shigatsu Wa Kimi No Uso'nun finalini izlerken yüreğim parçalandı ooof oooooooof.

5-)Kendini 3 kelime ile tanımla.
Deli, Başına Buyruk ve Eğlenceli ;)) fdbgfdghgh

6-)Evde boş boş otururken ne yaparsın?!
Mantıken boş boş "oturmak" da bi eylem dgfjggfh. Bi şey yaparsam boş olmaz ki. Gerçekten garip bir soru o.O

7-)En sevdiğin blogger kim?

8-)Hayatta en çok neyi seversin?
Koşmayı 

9-)Diyelim ki sen suçsuz yere suçlanıyorsun.Onlara ne dersin?
Gerçekten suçu değilsem hepsine piç smile atarım ve derim ki "KoYaR Mı SaNdıNıZ aCıLaR ;))"


5 Eylül 2015 Cumartesi

Anime Yorumu: Himouta Umaru-chan!!!

Selamlar! Ya arkadaşlar çok aşırı saçma bi anime buldum ueueheu. Duyan, gören mutlaka vardır. Şöyle bi şey fhjgkdhfg


Olm bu ne dgfuyahgfd. İlerken piskolojim bozuluyor. Aşırı eğlenceli ve komik gjfhgdf. Daha 9 bölüm yayınlandı ama aşırı sevdim gjsfjgh


Bu kız aslında dışarda çok popüler ve sevilen birisi. Herkes buna imreniyor falan. Ama kız eve girince böyle bi şeye dönüşüyor hgdxgdjgdf. Evde aşırı tembel sadece cips yiyip kola içiyor. Abisiyle yaşıyor valla abisine çok acıyorum Allah sabır versin dhgjfjgjj.

Olm bu anime nasıl anlatılabilir gidin ilk bölümü izleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız jfdhkıuhgtf


OPENİNGİ BİLE HERŞEYİ ÖZETLİYOR HJGFHGDFYTJHGFJHU

Anime Yorumu: Shigatsu Wa Kimi No Uso

Selamlaaaaaaaaaaaaaar! Nabersiniz? Ya bitirdiğim animeler arttı ancak bi türlü yazmaya fırsat bulamadım. Sırayla tek tek mi yazsam yoksa hepsini bi yayında mı toplasam bilemedim. Ama ben anime/ manga tanıtırken ağır fangirl bağladığım için sanırım ayrı ayrı yazacağım gjfhdhg


Sanırım beni en çok etkileyen animelerden bir tanesi oldu. Kousei Arima umutsuz bir piyanisttir ve annesinin vefatından sonra piyano çalmak ona acı vermeye başlar ve piyanoyu bırakır. 14 yaşına gelince hayatını değiştirecek bir kemancı ile karşılaşır. Bu kemancı ona hayatı boyunca unutmayacağı anılar verecektir...

Keman sahneleri  mükemmeldi! Normalde keman pek sevmem kulağımı tırmalar ama anime de o kadar muhteşemdi ki hemen bi gazla kemana başlayabilirim şuan :c.
Anime sadece müzik değil, basit bi okul hikayesi de değil. Animedeki her karakter kendisi ile çatışma içerinde. Duygularının, yaşadıklarının acısı karşısında ayakta durmaya çalışan karakterler. Hepsinin yüzü gülse de içleri bir o kadar da kan ağlıyor. Hepsinde derin yaralar var. En çok da Kousei'de.. Hayatan ondan 5 almış 2 vermiş resmen. Animenin en çilekeş karakteri anasını satayım >.< Gelen vuruyor giden vuruyor çocuğa. Harika bir piyanist, kelimelerde iyi olmadığı için duygularını piyano ile aktarıyor resmen. Zaten ben de küçüklükten beri piayno sevdası var. Bu anime ile iyice özlem duymaya başladım. Ama evde yer yok diye bir de pahalı diye babamlar piyano almamışlardı :c Bu nasıl bi animeydi hof hatırladıkça yeminle dertleniyorum. Ya animeye başlarken duygusal ve dram olduğunu biliyordm. Sonunda neler olacağını da tahmin etmiştim. Ama sonunu bile bile izlemek daha bi ızdıraplı geldi bana. İzlerken olamaz ya diye kendi kendimi yedim bitirdim. Nande Mangaka :C Nandee?! 

Şimdi kendimi biliyorum mutlu bitse klişe derdim ama bu kadar dram bana bile fazlaydı gerçekten.. Elimde olsa animeye atlayıp Kousei'ye ağladığı zamanlarda sarılırdım. Ya hani o ağlıyor ya onun yerine ben ağlayayım dedim o derece içim acıdı Kousei'ye.. 


Ahh Kaori ah.. Özellikleri bakımından Kaori'yi kendimle özdeşleştirdim. O deli dolululuğu, kaba davranışları, Kousei'ye vurmaları, süprizli davranışları, hayat dolu keman çalışı... Ne yapacağı belli olmayan bir tarafı vardı. Animeyi izleyip de bu kızı sevmeyen yoktur sanırım. Sevmeyen gitsiin tekrar izlesin. Kousei'nin elinden tutan biriydi. Onu düştüğü umutsuzluk çukurundan çıkaran kişiydi. En çok seni özleyeceğim Kaori.... Valla bana kemanı sevdiren koca yürekli kız! 

Bu animenin bana cidden bir şeyler kattığını düşünüyorum. Çok çok güzeldi. Fazla güzeldi. Keşke hayvan gibi bi oturuşta bitirmeseydim bu animeyi :C


Animemizin müziği de 7!!'den Orange. Valla ezberledim ya. Dinledikçe dertleniyorum. Ama sesi çok güzel kızın *-*. Bu orjinalı ben her zaman akustikleri daha çok beğendiğim için şuraya akustiğini de ekleyeyim.


Akustiği dinlesenize :'(






Tasarım: Şevval & Moka