21 Temmuz 2016 Perşembe

Dost mu Düşman mı?


Aslında bambaşka bir şey yazmak için bloga girmiştim ama elimde telefon bilgisayar önünde birisiyle konuşurken yazacağım olay olunca dedim hadi Elif dök içini bloguna.

Şimdi benim dostum dediğim bi arkadaşım var. 3 yıldır iyi kötü sağ olsun her yaşadığım olayda yanımda olmuştur. Azerbayca'da yaşadığı için de ancak telefondan görüşebiliyoruz. Bir de benden 2 yaş büyük işte. Bana hep abi şefkatiyle davrandı hani bazen ergence sinirlere kapıldığımda beni o sakinleştirirdi falan ama 3-4 AYDIR O TANIDIĞIM İNSAN GİTTİ YERİNE BAMBAŞKA BİR İNSAN GELDİ. Sürekli beni eleştiriyor ve yaptıklarımı çocukça buluyor. Sığ ve basit olmakla nitelendiriyor. Ya en son yazdığım manga yorumundaki Annarasumanara'yı ona da okuttum sevebileceğini düşünüp bana resmen "bunu ancak sığ insanlar beğenir ben bunun üzerindeyim" türünden şeylerdi. Bir de okuyup yanlış yola saptığın için eyvallah türünden şeyler dedi. Şok oldum gerçekten orda elimde telefonla kalakaldım. Bana geçen haftalarda sana iki seçenek sunacağım sonra rahat bırakacağım dedi. Buyur dedim 1. seçenek onu dinleyecekmişim ve bazı şeyleri bırakıp yeniliğe açılacakmışım. 2. seçenek ise kendi doğrularımla kendi yolumda ilerleyecekmişim. Tabi ki 2. yolu seçtim. Karakter olarak zaten kendi doğrularımla ilerleyen biriyim. Gerektiğinde elbet büyüklerimin başkalarının sözünü dinlerim ama tamamen başkasının yolundan ilerleyemem. Ya o kadar sinirleniyorum ki yazarken bile klavyeden TAK TAK sesleri geliyor....

Artık konuşamaz oldum onunla her 10 lafından 9'u iğneleyici laflar. Sen böyle gidersen hata yapacaksın, demedi deme, hep izlediğin animeler etkiliyor. Zaten geçen yıldan beri izlediğim animelere laf ediyordu saçma vakit kaybı diye. Anlatamıyorum hani dediklerimi geçersiz bahaneler olarak görüyor. Hatta geçen gün sokak felsefeleriyle gelme bana dedi. Sanki hepimizin düşüncesi yanlış bi onun ki doğru. Bugün de beni bu kadar sinirlendiren şey egoistlik taslaması oldu. Zekiyim ben IQ'um yüksek falan şeyleri diyordu. Ben de bi kaç şey dedim. O da "Zekiysem alçakgönüllülük yapamam" falan dedi. Sonra espri olduğunu söyledi ciddi değildim falan dedi ama görmeliydiniz sanki ciddi de ben kızınca şakaya vurmuş gibiydi. Sonra tekrar başladı senin faceni twiterinı da biliyoruz ful boş gereksiz şeylerle dolu diye. Ve en hiç bir şey demedim. Gerçekten o an o kadar sinirliydim ki. Zevklerime saygı duymuyor, iki de bir beni eleştiriyor, sadece kendi fikirleri doğru gibi davranıyor. 3 yılın hatırı olmasa konuşmayı bile keserdim. Ama işte dostum olunca yapamıyorum. Ama olmaz olsun dedirtiyor bazen. "Senin iyiliğin için söylüyorum" adı altında giydiriyor resmen. Hani konuşursun falan ama tüm konuşma böyle olunca cidden artık katlanamıyorum. İtiraz edince de "Değiştin sen, gerçekleri söylemem rahatsız ediyor, sen de sıradan insanlar gibi olma diye diyorum, hep sevdiğimden" türünden şeyler diyor.

Cidden artık çok bunaldım. Sana Ne diyemediğim için içime atıyorum. Herkes boşver gitsin diyor ama öyle biri değil hani şu 3-4 ayı saymazsak benim en değerli dostlarımdan biri. Napacağımı bilmiyorum. Artık onunla konuşmak bile istemiyorum. Çıldırtıyor beni........

5 ay sonradan gelen edit: Sorunumuz halloldu ehueueheue. Canım arkadaşım seni seviyom. 




14 Temmuz 2016 Perşembe

notkerenot

Köyden iki gün önce döndük ve ben iki günde odamdan hiç çıkmayıp tablet-telefon arası gidip geldim. Anime izledim hunharca manga okudum. Gram ders çalışmadım. Ders çalışan varsa allahın cezası UTANMIYOR MUSUN YAZ TATİLİNDE DERS ÇALIŞMAYA. Bırak o kitabı hadi gel anime izleyelim. 

Manga Tavsiyesi "Annarasumanara"


Selamlar! Bugün evde kaplumbağa şeklinde yatarken aklıma birden uzun zamandır okumayı planladığım manhwayı okumak geldi. VE AKLIMI SEVEYİM İYİ Kİ DE OKUMUŞUM.

Annarasumanara şuana kadar okuduğum en iyi mangalardan biri diyebilirim. Toplam 27 bölümcük bir şey ama sizi o kadar derine çekip etkiliyor ki........... Kısaca konusundan bahsedecek olursam bir kız var -Çok özür dilerim korece isim olduğu için aklımda kalmıyor :')- bu kız aşırı fakir ama dersleri çok iyi. Bu kızın annesi onları çocukken terk etmiş çünkü kızın babasının bir sürü borcu varmış. Zaten babaları da kızlla yaşamıyor. ZAVALLI KIZ hem kardeşine hem de kendisine bakıyor :'(( Sonra bunun sıra arkadaşı var sosis kafalı bir çocuk. Bu çocuk da aşırı çalışkan zengin böyle. Ama iyi çocuk seviyom onu ben. Sonra bi de şehirdeki kapatılmış bir sirkte yaşayan herkesin deli dediği gerçek sihir yaptığını iddia eden bir sihirbazımız var. Bu sihirbaz çok gizemli ve yakışıklı. İnsanları ortadan kaybedebiliyor. Ve sihire başlamadan önce de herkese sorduğu bir şey var;


Manganın çizimleri o kadar güzel ki gözlerimi tablete yapıştırmak istedim ve okurken her sahneyi ss aldım......................... Mangayı nasıl yorumlamam gerektiğini de bilmiyorum çünkü aşırı sevdim hghgffhgj

Mangadaki kızımız fakir olduğu için hayata çok gerçekci bakıyor. Bir an önce yetişkin olmalıyım para kazanmalıyım olarak. O yüzden sihirbazla tanışınca ona çok kızıyor. Sorumsuz bir yetişkin olduğunu bi iş kurması gerektiği falan söylüyor. Ama sihirbaz da tam tersi toplumdaki baskı ve kalıplara uymayarak kendi yolundan ilerleyen birisi. Bu yüzden herkes ona deli damgası vuruyor. 

Yani sihirbaz aslında yetişkinlikten kaçan bir çocuk gibi. Ya bakın gerçekten gidin mangayı okuyun çünkü bahsedeceğim şeyleri önceden bilirseniz manganın etkisi ortadan kayboluyor. Shoujo veya shounen değil ki yorumlayabileyim....


Bakın sosis kafalı çocuk bu dfhjghvkgsfghukvbchfgdhkjgfdkhj Manhwa boyunca kahkaha attım buna çünkü aşırı komik çizildiği yerler vardı. Ama mangadaki en önemli karakter bu şahıştı. Çünkü inanılmaz bi karakter değişimi geçiriyor ve sonradan çocuğun neden kafasının böyle olduğunu anlıyorsunuz. Ve harika bir detay olmuş. Mangakaya aşırı saygı duydum. Ayrıca annarasumanara bizdeki hokus pokus veya abra kadabra gibi bir şey. Sihirbazımız sihir yaparken bu sözcüğü kullanıyor.

HA bu arada kızımız küçükken sihirbaz olmak istiyormuş ama sonralardan sihiri çok aptalca buluyor çünkü gerçekliğe kapılmış bi şekilde ileriliyor ama yakışıklı sihirbazımız onun da çaresini buluyor ;)) Böyle dedim ya mangaka romantizm var sanmayın. Yok çünkü. Mangada hayaller, hedefler ve sihir var.


YA GİDİN OKUYUN NOLUR ben çok etkilendim çünkü mangada işlenen konu benim uzun zamandır üzerimde düşündüğüm bir konuydu. Yetişkin olmak ve hayatın sıkıcı düzeninde akıp gitmek. Toplumdaki belli kalıplarla yaşamıma devam etmek hayatımda istediğim en son şeylerden biri. 20 yıl sonra evden işe işten eve bir tip olursam her şeyimi kaybederim gibime geliyor. Yaşama sevincimi kaybetmek ve monoton olmak istemiyorum.

Büyüyünce Sihirbaz olmaya karar verdim. Çünkü;
SİHİRE İNANIYORUM.







2 Temmuz 2016 Cumartesi

NEDenn


Bi şey var gibi gittim ismimi değiştirdim -google+da- soyadımı burda yanlışıkla kullanmaya başladım aslında başlarda bilenler biliyordur Atlantisli'ydi hep sonralardan yanlışlıkla ikinci google hesabı diye birincinin ismini değiştirmiştim ve BOM Elif Kara'ya dönüverdim. Sonra değiştirmeyi unuttum. Bugün de tamam artık soyadımı kaldırayım dedim ve DÜNYANIN EN SAÇMA İSİM SOYISIM kombini gerçekleşti. Elif Lamora....... Lamora şeysini seviyorum facede falan da soyadım Lamora ama ismim Elif değil işte. Burda mal gibi bi isim türkçe bi isim ingilizce salak saçma bi isim oldu. Pişmanım...... Aslında isim değiştirmekten nefret ederim nNEDEn böyle bir şey yaptım ki..... Kendime anlam veremiyorum....
Kim bilir ne zaman sayın google+cı abiler ismimi değiştirmeme izin verirler......
Tasarım: Şevval & Moka