20 Mart 2015 Cuma

Amy Harmon: Tersyüz

Selamlar! Nasılsınız? Ben o kadar meşgulüm ki ayın başında okuduğum kitap yorumunu şuan giriyorum. Sınavlarda başlayacak yakında. Ben de bugün tüm blog görevlerimi tamamlamayı düşünüyorum. 

Tersyüz'ü Ankara Kitap Fuarı'ndan almıştım. 10 lira gibi bir fiyata sanırım. Aldığım zaman kapağı yüzünden annemden baya azar yemiştim. Gerçekten kapağı ben de beğenmedim. Bu kadar harika bir kitaba neden bu tür saçma kapaklar koyarlar anlamıyorum.. Gerçi Yabancı Yayınları orjinal kapaklara basmış. Ancak ciddi manada kapağı başarılı bulmadım.

Tersyüz
Amy Harmon
376 Sayfa
Yabancı Yayınları

(Arka Kapaktan)
Tersyüz bize modern yaşamın unutturduğu duyguları hatırlatıyor. Güzellik sadece yüzeysel olabilir ama bu hikâye ta içinize işleyecek ve uzun süre aklınızdan çıkmayacak." -A Love Affair With Books - 
"Zaman zaman sizi neye uğradığınızı şaşırtan bir kitap okursunuz. Bu kitap benim için tam olarak böyleydi. Bugüne kadar okuduğum en güçlü hikâyeydi ve bana inanın, çok çok fazla kitap okuyorum. " - Holly Kelly, Rising kitabının yazarı.- 
"Hiçbir Çirkin, Ambrose kadar yakışıklı, hiçbir Güzel de Fern kadar naif olmamıştı! Tersyüz sizi toplum yargılarının ötesine götürerek, yaralı ve genç kalplerin bir attığı bu duygusal hikâyeyle içine çekecek." -Romancekolik-
"Tersyüz, sevginin, arkadaşlığın, kaybetmenin ve hayata dair ikinci bir şansın, duygusal, yürek burkan ama aynı zamanda içinizi ısıtacak, kolay kolay unutamayacağınız öyküsü." -Tuğçe'nin Kitaplığı- 
Ambrose Young okulun en çekici çocuğu ve kasabanın yıldız güreşçisiydi. Uzun boylu ve yapılı bir vücudu, omuzlarına değen saçları ve yakıcı gözleriyle aşk romanlarının kapaklarını süsleyebilecek kadar yakışıklıydı. Fern Taylor bunun farkındaydı ve Ambrose Young'a âşıktı. Belki de bu kadar yakışıklı olduğu için Fern asla onunla birlikte olabileceğini düşünmemişti. Ta ki her şey tersyüz olana ve Ambrose'un eski yakışıklılığından eser kalmayana kadar… Tersyüz, beş genç adamın küçük bir kasabadan kalkıp savaşa gidişinin ve içlerinden sadece birinin geri dönüşünün hikâyesi... Hayatı, benliği, güzelliği kaybetmenin hikayesi... Bir kızın, yıkılmış bir çocuğa ve yaralı bir savaşçının, sıradan bir kıza olan aşkının hikâyesi... Kalp kırıklığının üstesinden gelen bir arkadaşlığın ve bilinen kalıpların dışına çıkan bir kahramanın hikayesi... Tersyüz, hepimizin içinde biraz iyiliğin biraz da kötülüğün olduğunu keşfettiğimiz modern çağın Güzel ve Çirkin'i...


 Konusunu ilk okuduğumda "klasik aşk romanı" olarak düşünmüştüm. Şimdi düşünüyorum Allah belamı vermiş o zamanlar dhgjdf . Sonra her yerde Tersyüz'ü gördüm. Tanıdığım çoğu bookstagram, blogger, youtuber yorumlayınca "Tamam Atlantisli! Okuyorsun bu kitabı" dedim. Şansıma o hafta da kitap fuarı vardı. Oradan aldım. Aldığım hafta okudum ve bitirdim.

Ya kitap klasik olarak başlıyor ve alışılmışın dışında devam ediyor. Yani okurken daha ne kadar güzel gidebilir diyorsun ve bir sonraki sayfada daha da çok güzelleşiyor. Kitap o kadar ustaca yazılmış ki aynı anda hem savaş, dostluk. fedakarlık hem de sevgi işleniyor. Hani her kitabın belirli bir kategorisi vardır ya romantik, fantastik, macera diye. Hah! Bu kitapta yok. Hangi kategoriye koyacağımı bilemedim. Çünkü her kategoriden var.


Kitapla ilgili en çok hoşuma giden şey Shakespeare şiirleriyle iletişim kurmaları oldu. O kadar tatlı anlar yaşattı ki bana :3 Bir diğer sevdiğim detay ise Bailey.. Ah o Bailey! Spoiler vermemek için kendimi zor tutuyorum ama kitapta en sevdiğim karakter ne Ambrose ne de Fern. Bailey. Bailey biricik aşkım oldu kitabı okurken. Esprileri, olgun lafları beni kendine hayran bıraktı. hayata tutunuşu beni o kadar etkiledi ki. Kendi kendime "Ben bu sağlıklı halimle bu kadar olumlu olamıyorum" diye düşündüm. 



Kitaptan Minik Alıntılar

Yarattığın her şey için minnettarız Tanrım. Bu örümceği seyretmekten keyif aldık. Çok güzeldi ve Ambrose onu ezene kadar birkaç dakika bizi mutlu etti. Çirkin şeyleri bile güzelleştirdiğin için teşekkür ederiz. Amin. 

Sensiz yalnız kalmaktansa seninle kaybolmayı tercih ederim, bu yüzden önceden haber vererek kaybolmayı seçiyorum 

Çirkin kızlar kişilikleri ve beyinlerini geliştirmek zorundalar, çünkü görünüşleri yeterli olmaz. 

 "Bence bazen güzel bir yüz de yanıltıcı reklamdır ve çoğumuz kapağın altına bakmaya zahmet etmeyiz."

6 Mart 2015 Cuma

Kass Morgan: The 100

Merhabalar! 2015 yılının 11. kitabını da bitirdim. Pek beğenemedim ama. Okuduğum kitap şu çok "övülen" The 100. Dizisini de izlediğim The 100 kitap itibariyle beni hayal kırıklığına uğrattı. Çoğu blogta o kadar çok övülmüştü ki okumak istemememe rağmen alıp okumaktan kedimi alıkoyamadım.

The 100
Kass Morgan
300 Sayfa
Go Yayınları

Onlar Yalancı, Onlar Hırsız, Onlar Asi, Onlar Kahraman Onlar İnsanlığın Kaderini Belirleyecek 100 Genç...


Yaşanan nükleer felaket dünyanın sonunu getirmiş, bu büyük felaketten sağ kurtulan insanlar 300 yıl boyunca Dünya'nın yörüngesindeki bir uzay gemisinde varlıklarını sürdürmüştür. Tükenmeye yüz tutan kaynaklarla koloniyi ayakta tutmaya çalışan yöneticiler, nüfusu kontrol altında tutmak için en sert tedbirleri almakta, hafif suçlar için bile idam cezası uygulanmaktadır. Öyle ki çocuk suçlular on sekiz yaşına geldiklerinde idam edilmektedir. Ama ölümlerini bekleyen bu gençlerin artık çok önemli bir görevi vardır. Gözden çıkarılmış genç suçlulardan oluşan 100 kişilik bir ekip, geçen zaman içinde yerleşime hazır hale gelip gelmediğini test etmek için Dünya'ya gönderilecektir. Koloninin geleceği, onların elindedir. 



100 ekibi farklılıklarını, geçmiş hesaplaşmalarını bir kenara bırakıp birleşmeli ve bilinmezlerle dolu Dünya'da hayatta kalmaya çalışmalıdır. Ama ihanetler, sırlar, henüz bitmemiş ve yeni başlayan aşklar gün yüzüne çıktıkça bir arada kalmaları gittikçe zorlaşacaktır.


Arka kapakta da okuduğunuz üzere onlar uzaydan Dünya'ya gelen 100 genç. Ülkelerinde yani Ark'ta suç işleyenler olarak hükümet onlara ceza veriyor. Ceza da Dünya'ya gelmeleri. Bilemiyorum bu bana çok saçma geldi. Dizisini de izlerken böyle demiştim. Nükleer felaket yaşanmış. 300 yıl boyunca uzayda yaşamış bunlar. Burası da çok saçma geldi. Sebze, meyve nasıl üretmişler? Kumaşlar için iplik? En önemlisi et? Yiyecek kısmını pek mantıklı bulmadım yani. 



Dizisini bu saçmalıklara rağmen severek izliyorum. Çünkü aksiyon, komedi hiç kesilmiyor. Özellikle ikinci sezon tempoyu düşürmeden devam ediyor. Harika efektler kullanılıyor. Uzay görüntüleri falan baya kaliteli. Ne var ki dizinin kitapla pek bir alakası yok. Ya da kitabın diziyle bi alakası yok. Kitabın zaten diziden sonra çıkmasını hala anlayabilmiş değilim. Zaten dizide olan karakterler kitapta yoktu :D Yani Clarke, Bellamy, Wells ve Octavia dışında hiçbir karakter dizide yok.

Kitap ilk başta çok karmaşık geldi. Eğer diziyi izlemeseydim kesinlikle anlayamazdım. Sonralardan açıldı. Ama kitap hep durağan ilerledi. Yani aksiyonun doruklarda olduğu pek sahne yoktu. Hep monoton ve aynı hızda devam etti. Okurken "Ay sonraki bölümde neler olacak acaba" diye hiç düşünmedim. Ve betimlemeleri yani tasvirleri çok yetersiz buldum. Sonuçta 300 yıl sonra Dünya'ya ilk kez geliniyor ve insan bi tepki duymayı bekliyor açıkçası. Karakterleri de pek tanımlayamamış Kass Morgan. 


21 Martta sanırım ikinci kitap olan "21 Gün" çıkacakmış. Yine Go Yayınlarından. İlk kitabı ne kadar beğenmesem de güzel yerde bitirdiklerini itiraf etmeliyim. Ancak ikinci kitabı almayı düşünmüyorum. Yani şimdilik. Çünkü ilk kitapta hayal kırıklığına uğradım baya. Belki ikinci kitabı daha güzel olur. Dizide olan karakterler gelir falan. Ama dediğim gibi ortanın biraz altıydı kitap. 

KİTAPLI GÜNLER!




1 Mart 2015 Pazar

Stephen King: Medyum


Selamlaaar! Bi arkadaşımla beraber Stephen King "Medyum"u okuduk. Zaten benim okunacaklar listemdeydi. Arkadaşım diyince beraber okuduk. Gerçekten muazzam bir kitap.


 Öncelikle daha önce Stephen King okumadıysanız. Hayatta bir sıfır geridesiniz demektir. Ama ben korku, gerilim sevmem diyorsanız orası ayrı. Kesinlikle övüldüğü kadar iyi bir yazar. Çünkü o gerilim dolu dakikaları o kadar iyi hissettirmek herkesin harc değildir. Benim için kitapta en önemli şey hisleri okuyucuya tattırmaktır ve kesinlikle Stephen King bu konuda bir numara! 
Torrance ailesinin işleri bir kaç yıldır yolunda gitmemektedir. Baba Jack iş sıkıntısı çekmektedir. Sonunda bir arkadaşının yardımlarıyla Overlook otelinde kış bekçiliği işi bulur. Jack'in oğlu Danny 5 yaşında akıllı mı akıllı bir çocuktur. Ama onu yaşıtlarından ayıran özelliği bu değildir. Danny "ışıltı" adını verdiği bir öngörü yeteneğine sahiptir. 

Daha önce Stephen King okuduysanız onun gerilim anlayışını az çok biliyorsunuzdur. Ben bilmeyenler için söyleyeyim dehşet! okurken tüyleriniz ürperiyor. O banyodaki ceset tasviri, kafa kopuşları falan aman aman mükemmel!


Bu kapak berbat. Altın Yayınları harika kitaplar çıkarırken kapak konusunda bir o kadar kötüler. Benim kitabım 1977 basımdı. Yani ciltli ve saman kağıt *.* Ama günümüz kapağı bu kitabın.


Filmi olduğunu hepiniz biliyorsunuzdur. Amaa mini dizisi olduğunu kaç kişi biliyor? Yukarıdaki görsel 3 bölümlük The Shining dizisinin kapağı. Türkçe altyazılı yok. Ama ingilizce var. 1997 yılında çıkarılmış. İngilizcenize ve cesaretinize güveniyorsanız izleyin bence ^^

Filmine gelecek olursak kitabın ismi The Shining türkçeye çevirirsek ışıltı gibi bir anlam çıkıyor. Ama yayınevi "Medyum" olarak, film dublajcıları ise "Cinnet" adıyla ülkemnize kazandırmışlar:)))).
WTF?! 
Baya eski bir film olsa da yakında izlemeyi düşünüyorum. o zaman yorumu girerim bloga.


KİTAPLI GÜNLER!







Tasarım: Şevval & Moka