22 Ekim 2020 Perşembe

aşırı utanç verici bir kahve buluşması

20 Ekim
Geçen gün yürüyüşe çıktığımda bu kabakları migros'ta gördüm, 10 lira olmasalardı sanırım dekor için alabilirdim... Bir de küçük bir beyaz kabak vardı ama onu fotonun küçülebilmesi için kesmek durumunda kaldım. Özür dilerim beyaz kabak,,,

HERKESE MERHABA!!

Umarım güzel bir ekim ayı geçiriyorsunuzdur. Ne ara 20 Ekim oldu gerçekten anlamıyorum, zaman çok çabuk geçiyor, 2020 yılından hiçbir şey anlamadım her şey 1.5 hızda geçmiş gibi oldu.

Sanırım ekim benim en sevdiğim ay, yaprakların sararması ve yağmurlu havalar üretkenliğimi arttırıyor. Yaz tatillerinde sadece tembel bir insan olup çıkıyorum ve sıcak havalar tüm enerjimi emiyor. Ne kitap okuyabiliyorum ne ders çalışabiliyorum,, sadece yatıyorum.  Böyle anlarda aklıma Orhan Veli'nin Güzel Havalar şiiri geliyor. "Beni bu güzel havalar mahvetti". Kapalı havalar çoğu insanın içini sıkar ama benim aksime güneşli havalar çok modumu düşür, tam bir güz insanıyım sanırım.

22. Ekim
   20 ekimde yazmaya başlamıştım ancak devamını getiremedim dün de bir kahve randevusuna çıktım ve.... şimdi bu yayının tüm konusu bu olacak :'DD

    Kesinlikle dünyanın en sosyal insanı değilim. Her zaman kendi küçük arkadaş çevresinde takılan biri olmuşumdur, yeni insanlarla tanışayım ve çevre edineyim derdim hiç olmadı. O yüzden okuldan bir arkadaşım kahve içmeye çıkalım mı diyince şaşırdım çünkü kendisiyle okulda hiç yakın değiliz ve o mühendislik öğrencisi yani tamamen farklı bir fakülte (M*hendislik öğrencilerini de hiç sevmem). Geçen dönem almanca dersini birlikte aldığımız için dersler vasıtasıyla ders içerikli konuşmaya başladık, yazın da öyle arada discord'tan öyle boş konular hakkında sohbet ediyorduk. O yüzden buluşma teklif edince şaşırdım ve "HMMM BU BİR DATE Mİ" moduna girdim. 

    Kesinlike konuştuğu herkesin ona yazdığını düşünen kızlardan değilim hatta bunu düşünecek son insanım ancak hayatımda hiç kahve içilmeye davet edilmediğim için bu işler nasıl yürüyor hiç bilemedim :'DDDDDDDD Güzel bir buluşma oldu, baya sohbeti hoş keyifli biri ve ortak yönümüz fazla. Ama yine de ben yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için ve bir salak olduğum için.... BU BİR ARKADAŞ BULUŞMASIYDI Dİ Mİ DATE DATE GİBİ DEĞİL BENCE DEĞİL hEHUEHUE tarzı bir şey dedim........ Ben bunu der demez çocuğun suratı bir değişti içimden dedim "aha gerizekalı atlantisli" 
Çocuk bana buluşmaya hiç öyle bir niyetle gelmediğini, tamamen arkadaş olarak davet ettiğini söyledi ama bunları derken çok ciddiydi ve bana dedi ki "asosyal biri olduğunu ve insani ilişkilerde çok iyi olmadığını biliyorum ama bir daha biriyle buluşursan böyle bir şey sakın deme"A<AAAAAAAAzAaaaaa o an içimden dedim ki allahım durdur bu dünyayı. Ben de çocuktan özür diledim :'(((( eve gidince çocuk bana senin sağduyun yok diye mesaj attı jdlsfkjds.. telefonu camdan fırlatmak istedim.

    Şimdi ben öyle bir şey derken çocuğun bu kadar ciddileşeceğini düşünmemiştim, "ahaha yok hayır, arkadaşca davet ettim endişelenme" tarzı bir şey der diye düşünmüştüm ama o full defensive mood'a geçti ve olayları tuhaflaştırdı. Tamam benim ZBAM diye söylemem hoş değildi, kabul ediyorum ama ikimiz de yetişkin insanlar olduğumuz için sınırların çizilmesini ve direkt olmak daha iyi olur diye düşünmüştüm.. yanılmışım... Arkadaşlarıma anlattım ve hepsi "yuh öyle denir mi" dedi :'(((

    Ben de yakın insani ilişkilerinde gerçekten iyi olmadığıma kanaat getirdim. Dün gece çok düşündüm bu konu üstünde, arkadaşlarıyla hep sanaldan tanışmış biri olduğum için aslında şaşırtıcı bir sonuç değil benim için. Lisede bile herkes üst sınıfların peşinde koşarken ben varoluş sancıları çekiyordum. Yakın insan ilişkileri hiçbir zaman önceliğim olmadı hatta her zaman derim yakın mesafe ilişkisi bana göre değil diye. Bunu da burdan tasdiklemiş olduk :'DD

    Bu da böyle bir anımdı sevgili blogum, buraya eskisi gibi yaşadığım olayları yazmak çok iyi geldi. Lisede çok yapardım :')) Bugün bir kitap alışverişi yaptım, kargo gelince onun da yayınını girmeyi düşünüyorum. 

şimdilik bu kadar, görüşürüüüüüüz. 

3 yorum:

  1. Ahaha gülerek okudum bu anıyı. İletişim konusunda ben de pek iyi değilimdir. Dolaylı yoldan konuşmayı da pek beceremem. O yüzden benim yorumum ne kadar işine yarar bilmem ama bence en iyisini yapmışsın. Sınırları çizmek önemli bir şey. Çocuk baya işi ciddiye almış. O yüzden bu bir "date" değil ahaha deyince hem hayal kırıklığına uğramış hem de "sen bunu nasıl anlamazsın" tarzı düşünüp sağ duyun yok demiş. Ama en azından çocuğa umut vermemiş oldun iyi oldu bence. Başkaları ne der diye yaşamaktan nefret ederim şahsen. Beni ben olduğum gibi kabul eden arkadaşlarım var. Gördüğüm kadarıyla siz de öylesiniz. Yanlış bir şey yapmadınız bence.

    Bi de şöyle bir şey var: biriyle konuşurken ona yalan söylemeden ama gerçekleri de söylemeden karşı tarafı kırmadan nasıl konuşabiliriz? İşte buna iletişim diyorlar. Bu konuda ben de kendimi baya zayıf hissediyorum…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. YAZDıklarınıza o kadar çok katılıyorum ki!! Ben de dolaylı yoldan konuşmayı hiç sevmem her şeyin direkt olmasından yanayımdır. Zaten o gün de en başından sınırları çizmek için öyle demiştim, şimdi düşününce aslında haklı olduğumu fark ediyorum ama o an çok dumura uğramıştım hahaha İnsanlar bu tür şeylerin dolambaçlı olmasına alışmış, olması gereken şey insanlara tuhaf geliyor. Dediğiniz gibi beni de kabul eden arkadaşlarım var sanırım onlara alıştığımız için insanların bu konuda yadırgaması tuhaf geliyor :')

      Soruya gelince, şahsen doğruları uygun bir üslupla dile getirmek ve bunun zamanlaması çok önemli. Sanırım ben bu olayda zamanlamayı tutturdum ama üslubum biraz... patavatsız oldu. Yalan söylememek konusu ise çok karmaşık, büyük bir etik felsefesi sorusunu getiriyor ardında :))

      İletişim konusunda eksik değiliz bence, insanlar olayları şekerden bir kaba koyarak diğer insanlara sunmaya seviyor (ingilizcedeki sugarcoat şeysi kısaca), yani onlar işi güçleştiriyor :')))

      Sil
    2. Her doğru her yerde söylenmez olayı var bir de değil mi? Üslup var sonra. Yalanı ise duruma göre doğru kabul eden birçok insan var. Dediğiniz gibi etik bir mesele oluyor burada. Sugarcoat olayı yani kötü bir olayı tatlı bir şekilde anlatmak, evet bazı insanlar bunu çok iyi yapıyor. Açık konuşmaktan çok uzak olsa da insanlar da bunu seviyor...

      İletişim konusunda kendimi Relife'daki Hishiro gibi hissediyorum. Tamamen öyle değilim ama benzer yanlarım var. :)) bu arada mangasını okumadım ama animesini çok sevmiştim, mangasını da bir gün mutlaka okuyacağım. :))

      Sil

Tasarım: Şevval & Moka