Selamlar! Yazmayalı olmuş baya galiba..... Üzücü bir durum benim gibi bloguna düşkün biri bu kadar ara vermemeli... Ama şey ben suçsuzum çünkü hiç vaktim yok. Okulu bıraktım zaten her sabah 10'dan akşam 20.30'a kadar dershanede ders çalışıyorum ve benim için çok çok daha yararlı oluyor. Tek sorun mezun grupla derse giriyorum.. Herkes 20 yaşında arada bi ben kaldım zaten küçük gösteriyorum sınıfta dalgaya alıyorlar beni. Şimdi şöyle ben dönemin başından beri dershanede bi çocukla çalışıyorum. Abim gibi gördüğüm biri o da mezun grupta. Anlamadığım konuları anlatıyor, sorularıma falan bakıyor. Derse de onunla giriyorum çünkü tek tanıdığım kişi o ve sınıfın geri kalanı beni korkutuyor........ İlk derse girdim hoca demez mi benim yanımdaki abiye "Hayrola kızını da mı getirdin ehuehehe"..... NE??? HOCAM NE DEMEK İSTEDİNİZ AFFEDERSİNİZ AMA?? Ben zaten gerginim sınıfta herkes bana bakıyo bi de adım F...'nın kızına çıktı daha bi gerildim. Artık beni gören aaa F'nin Kızı diyor :'<<<< Baban nerede diye soruyor hocalar :'<<<< Bu konuda dertliyim... Ama ders konusunda değilim çünkü çalışmaya başladım :') Afferim banaaa. Bilkent Siyaset veya Uluslararası İlişki istiyorum, bir de dilden girip Japonca yazacağım. Hayırlısı artık çok çalşımam gerek çünkü Bilkent Uluslararası İlişkiler 4000'LE(DÖRTBİN)'le alıyor................ Neyse artık ya .dd
Bu arada anime izlemeyi bıraktım çünkü izlediğim son anime olan CODE GEASS ÇOK CANIMI YAKTI! ARKADAŞLAR O NASIL SONDU YA Gerçekten çok çok üzüldüm ve animlere küstüm... Artık anime izleyebileceğimi sanmıyorum.
-----------------------------------------
Bu yayını yazıyordum sonra bıraktım iki hafta sonrasından tekrar yazıyorum syglr
----------------------------------------
>Tekrar selam! En son anime izlemicem falan diyomuşum ama Koutetsujou no Kabaneri'ye devam ediyorum. Yeni dönem animelerine baya başlamıştım ama sonradan CODE GEASS izleyip animeleri bıraktım.... Gerçekten yediremiyorum o sonu ya... Spoiler da vermeyeyim şimdi neyse..
Bu arada 2-3 kitap bi kaç tane de manga okudum ama yorumlamaya o kadar üşeniyorum ki.. O eski aktifliğimi yitirdim galiba ağlicam. Ama yazmak istediğim iki konu var birisi "Kötülük Çiçekleri" diğeri ise "Ruh Adam". Ruh Adam Hüseyin Nihal Atsız romanı. Açıkçası Atsız'a karşı önyargım vardı biraz. Çünkü çok keskin fikirleri var. Ama kitabını okumadan yargılamak istemedim ve tavsiye üzerine Ruh Adam'a başladım. İyi ki de okumuşum gerçekten harika bir romandı. Bir diğer yazmak istediğim konu ise Charles Baudelaire. Aku no Hana mangası ile araştırmaya başladım aslında. Edebiyat dersi dışında Baudelaire hakkında hiç bir bilgim yoktu. Sonra tesadüf eseri Aku No Hana yani Kötülük Çiçekleri adlı mangayı buldum. Gerçekten o da çok etkileyici bi mangaydı onun da mutlaka yorumunu yapacağım. Manga yorumlamayalı cidden uzun zaman oldu. Neyse ne diyordum ben Baudelaire hakkında araştırma yapınca asluında bir çok Türk şairin ondan etkilendiğini öğrendim. hele Necip Fazıl... PAris'te iki yıl kaldığı zamanlarda etkilenmiş baya. Baudelaire şiirlerini okuyunca zaten dondum kaldım aynı Necip Fazıl şiirleri gibiydi. Gerçekten baya etkilenilmiş neyse buna ayrı yayın zaten yazıcam.
Sevdiğim,etkilendiğim ya da hakkında araştırma yaptığım konulari da bloga eklemek istiyorum HEPİMİZ bilgilenelim ve sizin görüşlerinizi fikirlerinizi almayı çok isterim *-* Radyo'da da bahsedeceğim bugün zaten. Neyse daha uzatmadan öteki yayınlara geçeyim. Önce hangisini yazsam acaba hmm.....
Yazının sonuna kadar gittim ve radyo kelimesini gördüğüm anda önce saate baktım (23:08) ardından da telefonuma koştum. Şükür daha yayına başlamamışsın :DD
YanıtlaSilYorumlamayı düşündüklerin baya ilgimi çekti. Umarım benim gibi üşenmez ve yazıları yazarsın :) Bekliyor olacağım...
Merak etme mutlaka yazacağım. Çünkü iki yayın da önemli yani değinmek istediğim konular var :') Radyo da bu gece yine aynı saatte olacak büyük ihtimalle ve çok teşekkür ederim yorumun için de :'D
SilYeni fark ettim dün cumaydı sjsjsjjdjdjdnfnfn. Ben Bi camdan atlayıp geliym.
SilAhahah çocuğunu da mı getirdin kısmına kusura bakma ama güldüm biraz eheheh ^.^ bu yazı bayağı bi yoğun bir yazı olmuş ya her seye azar azar deginmissin tesekkur ederizzz
YanıtlaSilGülebilirsin herkes gülüyor zaten :') Yorumun için de çok teşekkür ederim bloguma hosgeldin :3
SilŞu kızını mı getirdin olayı bildiğin trajikomik ya. Neyse
YanıtlaSil, sevgili sıfatı yapıştırmadıklarına şükret bence. :((( Atsız'ı bugüne kadar okumaman kötü olmuş. Önyargılarını yıkmana sevindim. Bozkurtlar romanını da öneririm.
Öneri için çok teşekkür ederim okuyacağım *-*
SilUwaa~ En sevdiğim bloggerlardan birini burada görmenin verdiği mutluluğu tarif edemem. Uzun zamandır buralarda gevezelik eden biri olmayınca (iyi anlamda söylüyorum sakın yanlış anlama ;3;) çok yalnız hissettiriyordu. Buralarda kimseleri göremeyince benim de yazasım gelmiyor garip bir şekilde.
YanıtlaSilUzun lafın kısası, hoş geldin <3
Dershaneye giderek çalışıyor olman bence çok mantıklı. Ben de benzer bir yöntemle çalışıp geçmiştim sınavdan. Öğrenme yöntemi kişiden kişiye değişiyor. Kimisi sınıf ortamında daha iyi anlarken kimi tek başına çalışınca daha etkili oluyor, kimisi ise takla atarke-
Neeyse neyse. Seni burada görünce saçmalama katsayım tırmandı. Yeniden buralarda yazdığını görmek harika!
Bu arada... sen yayına başladın başlayalı bir kere bile dinleyemedim. Bir dahaki sefere mutlaka dinlemek istiyorum!
YAAAAaaa çok teşekkür ederim Shuu-san sen de benim en sevdiğim ve örnek aldığım bloggerlardansın *-* Senin yazılarını okumayı da çok özledim valla. Dersler falan derken hepten uzak kaldık. Yayına da beklerim bi ara *-* Sen de bol bol yaz bloguna ama ejhehehe
Sil