Sylvia Plath, manik-depresif hastasıydı. Ve ağır depresyonda bir karakterdi. Bu depresyon belirtileri zaten Srça Fanus eserinden anlaşılıyor. Yazar her ne kadar başka bir isim ile yazmış olsa da kendi yaşantısı olduğu bariz. Eşi ile sorunları ve depresif kişiliği yüzünden 11 Şubat 1963 yılında yani 30 yaşında kafasını fırına sokarak, gaz solunumuyla hayatına son verir. İntihar etmeden önce çocuklarını uyutur, başlarına kurabiye ve süt bırakarak onlara gazın gelmesini engellemek için tüm kapı altlarına bez koyar. Çocuklarının ölmeyeceğinden emin bir şekilde hayata veda eder. Daha önce 3 kez intihar teşebbüsünde bulunmuştur ama hepsinde başarısız olmuştur. Bir şekilde çevresindekiler onu kurtarır. Aslında bu sefer de temizlikçinin gelmesine az bir zaman kala intihar etmeye girişir, bazı söylentilere göre temizlikçinin onu bulup kurtaracağını düşünmektedir. Ancak temizlikçi her zamankinden biraz daha geç geleceği tutar ve geldiğinde Sylvia Plath'ı ölü bir şekilde bulur.. Bunu aslında "Lady Lazarus" şiirinin bir kısmından örneklendireyim size. Üçüncü ve sonuca ulaşmış intihar girişiminden bir yıl önce yazdığı şiir;
....Ve ben işte gülümseyen bir kadın.
daha sadece otuzunda.
Ve kedi gibi dokuz canlıyım.
Bu üçüncü sefer.
Ne lüzumsuzluk
on yılda bir imha.
(...)
Sırça Fanus'u daha tam bitirmedim ancak şimdiden çok etkilendim. Yazarı ve hayat öyküsünü daha önceden biliyordum. Uzun zamandır da almak istiyordum. Fuarda nasip oldu almak. Bugün internette yazarın diğer eserilerini araştırıyordum ve şiirleri beni çok etkiledi. Gerçekten beğendim. Bir tanesini sizinle paylaşmak istedim ve youtube'da şarkısını buldum. Onu da sabahtan beri dinliyorum. İnsana derin duygular yaşatan bir melodisi var. Sözler zaten bambaşka... Lütfen şiiri şarkı eşliğinde okuyun.
Yumuyorum gözlerimi, yıkılıp ölüyor dünya;
Yeniden doğuyor açınca gözlerimi.
(Kafamın içinde yarattım seni galiba.)
Yıldızlar dans ediyor mavilerle, kırmızılarla,
Dört nala geliyor keyfince karanlık:
Yumuyorum gözlerimi, yıkılıp ölüyor dünya.
Beni büyüyle çektin yatağa, bunu düşledim,
Şarkılar söyledin çılgınca, delice öptün.
(Kafamın içinde yarattım seni galiba.)
Tanrı düşüyor gökten, sönüyor cehennem ateşleri:
Çekip gidiyor melekler de, şeytanın adamları da:
Yumuyorum gözlerimi, yıkılıp ölüyor dünya.
Söylediğin gibi dönersin demiştim,
Ama yaşlanıyorum artık, unuttum adını.
(Kafamın içinde yarattım seni galiba.)
Bir fırtına kuşunu sevmeliydim senin yerine;
Bahar gelince gökyüzünü basarlar hiç değilse.
Yumuyorum gözlerimi, yıkılıp ölüyor dünya.
(Kafamın içinde yarattım seni galiba.)
Sylvia Plath'ın öldüğü hafta tam 99 kişi intihar etmiş. Ayrıca Sylvia'nın edebiyat öğretmeni, onun şiirlerini bir arkadaşına gösterdiğinde bu kadar genç bir yaşta bu kadar yoğun duyguları olan şiirleri görünce şaşırmış.
Yayını yine Lady Lazarus'tan bir alıntı ile kapatıyorum.
Ölmek,
Herşey gibi, bir sanattır,
Bu konuda yoktur üstüme.
Öyle ustaca yaparım ki cehennem gibi gelir.
Öyle ustaca yaparım ki gerçekmiş gibi gelir.
Bir talebim olduğunu bile söyleyebilirsiniz.
Sylvia Plath'ın öldüğü hafta tam 99 kişi intihar etmiş. Ayrıca Sylvia'nın edebiyat öğretmeni, onun şiirlerini bir arkadaşına gösterdiğinde bu kadar genç bir yaşta bu kadar yoğun duyguları olan şiirleri görünce şaşırmış.
Yayını yine Lady Lazarus'tan bir alıntı ile kapatıyorum.
Ölmek,
Herşey gibi, bir sanattır,
Bu konuda yoktur üstüme.
Öyle ustaca yaparım ki cehennem gibi gelir.
Öyle ustaca yaparım ki gerçekmiş gibi gelir.
Bir talebim olduğunu bile söyleyebilirsiniz.