30 Ekim 2015 Cuma

Buruk Bir Yazı


Selamlar! Bugün benim doğum günümdü. DÜ diyorum artık gün bitti çünkü. Bugün o kadar garip bir gündü ki. Doğum günüm eski neşesini kaybetmişti. Kimse de kutlamadı zaten. Yakın arkadaşlarım bile. O kadar okuldan ayrılırken ağlayan arkadaşlarımdan HİÇ.KİMSE.KUTLAMADI. Yine en vefalıları sanaldan çıktı. Bookstagram arkadaşlarımdan iki üç tanesi sağolsunlar kutladılar. Ama beni en çok üzen yakın akadaşım dediğim kimsenin kutlamamsı oldu. Hani derim müsait olamadılar falan diye de, mesaj atıp normal konuşuyorlar, snap atıyorlar Burger'a gitmişler falan ama bir allahın kulu da kutlamadı. O kadar değersiz hissettim ki kendimi...

Sonra en yakınlarımdan biri wp'den ses atmış "Kanka Ulaş Selin'in doğum gününü unutmuş nasıl affettircem diyo fgsjdgfj" diye. Orada Selin'in ben olduğunu anladım ancak Yağmur anlamamış. Sonra hemen düzeltti "Lan sana diyormuş, bugün...." dedi ben de "Alıştım Yağmur" yazdım. Ulaş benim en yakın erkek arkadaşımdır. Üzüldüğümde onu arayıp ağlamıştım yani o derece ki ben kolay kolay ağlamam. Ulaş o kadar planlıyor nasıl affettireceğim diye.. Ama diğerlerinde tık yok.. Valla insanlara artık verdiğim değere eş bi değer istiyorum. Cidden bunaldım. Belki aptal bir tarih diyebilirsiniz ama yakın arkadaşlarınız her yıl kutlayıp bu yıl unutunca boğazımda bir düğüm oluşuyor yani. Hepsine çok ama çok kızgınım. Ayrıca da dargın... Doğum günlerinden nefret ediyorum....



21 Ekim 2015 Çarşamba

Hayattayım! ve İngilizce Konusunda Yardım :(

(Okuldaki Kızlara Bakışım)

Selamlar! Son olan olaylar yüzünden size son dedikoduları aktaramadım. Bugün okuldan ayrılışımın 1. haftadönümü :(( Yani 1 hafta oldu okuldan ve bana hayattan iyrenmem için 1 hafta yeterli oldu... Kızlara okuldan ayrılacağımı söylediğimde hep beraber toplaştık ve ağladık. Arkadaşlarım ilk kez beni ağlarken gördüler, hatta bende ilk kez birisinin yanında ağladım. Ancak arkadaşlarıma gerçekten çok çok fazla düşkünüm. Cidden dostlarım benim herşeyim.

İşte ben ertesi gün yeni okula gittim falan. Kızlar yine uyuz. Ben yine soğuk buz duvar. Ancak hani anlatmıştım ya bir çocukla beni shiplediler diye hah o çocukla aşırı imtihan oluyorum Allah Affetsin fgdjghfh. Çocuğun tek arkadaşı benim sürekli benimle konuşuyor... Kusacam artık. Kitap okuyorum ikide bir bölüp bir şerler anlatıyor. Bende ayıp olmasın diye dinliyorum ama pek ilgi gösteremiyorum maalesef. Neyse işte kızlarla artık biraz daha iletişim kuruyorum.
-Elif ışığa basar mısın?
+Tabi
gibisinden... Ne sohbet ama? Dün de iki kişi derste sakız çiğniyor. Allahım en uyuz olduğum şeydir yanımda sakız çiğnenmesi. Ayrıca dersteyiz yani her şeyi geçtim, öğretmene saygısızlık. Ama hoca da bir şey demeyince kızlar çiğnemeye devam ettiler. Ama nasıl bi çiğne... Patlatıyorlar ya sakızı bildiğiniz. cak cak cak. O kadar rahatsız oldum ki sonunda dayanamayıp "Birazcık yavaş çiğneseniz olur mu?" dedim. Bunlar gülüştüler kendi aralarında. Sonra inadına daha da berbat çiğnediiler ve hala hoca bir şey demiyor! Sonra kızın biri hapşurdu. Diğeri de dedi ki beni taklit ederek "Arkadaşım hapşurmaz mısın? Rahatsız oluyorum hahahaha" diye. O kadar sinirlendim ki içimden bir la havle vela çektim.

Ama derslerde çekingen değilim tabii. Hele edebiyat dersinde o kadar çok konuşuyorum ki hocayla :3 Allahım edebiyat dersi kadar sevdiğim bir ders yok. Cidden bayılıyorum. İkinci olarak da Tarih. Hem başka devlet tarihleri hem de ülkemizin tarihini öğrenmeyi çok seviyorum. Çünkü geçmişini bilmeyen bir toplumun geleceğe yön veremeyeceğini düşünüyorum. Ayrıca tarih dersi bana masal  gibi geliyor ve dinlemekten çok zevk alıyorum. Matematiği de seviyorum uğraşmak hoşuma gidiyor. Ancak alanım olan ingilizce ile biraz sıkıntım var sanırım.....

İngilizceme güveniyordum ancak hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Ben sadece 3-4 tane tense biliyormuşum. Meğersem ne kadar çok tense varmış ya. Çok karmaşık geldi. Bir de benim gramer sorunum var. Normal konuşurken sıkıntı çekmiyorum ama boşluk doldurmalarda nereye ne gelecek anlayamıyorum. O yüzden gramer dersleri benim için çok çok fazla sıkıntı oluyor. Ama Vocabulary, reading ve speaking derslerini çok seviyorum çünkü tek yapabildiklerim onlar sfhdghgt.

Bir de sanırım ben ingilizceyi doğaçlama öğrenmişim. Çünkü cidden hiçbir tense'i bilmiyorum ama konuşurken kullanıyorum. Şey gibi aynı hani bir kelimenin anlamını sorarlar aslında biz o kelimenin anlamını biliyoruzdur, günlük hayatta hep kullanırız ama anlamını sorunca söyleyemeyiz ya hah! Aynen işte öyle oluyor bende de. Bugün quiz olduk 60 puan üzerinden 14.5 aldım yani durumum vahim :(( Kusacağım :(

İngilizce konusunda bilen birileri bana çalışma yöntemleri hakkında yardımcı olabilirse çok sevinirim çünkü çevremde hiç dil ile ilgili birisi yok. İnternetten de araştırma yaptım ancak pek sonuca ulaşamadım. Öğretmenlerime sordum ancak onlar da yardımcı olmadılar..... Yani yardıma ihtiyacım var :'( Şimdiden çok çok teşekkür ederim.

Bu ay herşey üst üste geldi. Okul değiştirmem, sınıfa ayak uyduramam, vefat haberi, arkadaş problemi derken gerçekten darlandım. Umarım yakın zamanda bu buhrandan kurtulurum. Bir sonraki yayında görüşmek üzere ^^

9 Ekim 2015 Cuma

Şarkı Sözü Çeviri Blogu(?)

Selamlar! Uzun bir süredir dinlediğim Japon vocaloid'lerin şarkı sözlerini falan araştırıyordum. Ancak sözlerini bulamıyordum. Bende benim gibi kişilere yardım etmek amaçlı sadece şarkı çevirilerinden oluşan bi blog hazırladım. Aslında bu fikir aklıma şöyle geldi Shuu-aan'dan bi çeviri rica etmiştim. teşekkür ederim kendiside çevirdi. Onun çeviri blogunu görmediyseniz eğer sizi buraya alalım. İşte ben müzik dinlerken yine Shuu-san'a rica edip çeviri isteyecekken dedim ki "Ya benim de ingilizcem var ben neden çevirmiyorum" Sonra böyle bi blog açtım. Dediğim gibi sadece şarkı sözlerinden oluşan bir blog. Eğer istediğiniz bir çeviri olursa yorum olarak bırakmanız yeterli :>

Yeni çeviri blogum için Violet's Translations  ^^. İlk yayınım Hatsune Miku'dan dinlemeyi sevdiğim bi parça olan "Crier"ın çevirisi. Umarım iyi çevirmişimdir yani kulağa ahenkli geliyordur ghjhfdghkj.

Okuduğunuz için teşekkürler! 

Buyrun bu da şarkımız. 

8 Ekim 2015 Perşembe

BAŞIMA NELER NELER GELDİ ABV


Allahım başıma neler neler geldi bir bilseniz!! Salı günü babamlarla otururken babam "Elif sen Japonca öğretmenliği düşünüyordun. O zaman neden TM'de vakit kaybediyorsun. Seni Dil Okuluna alalım" dedi. Bunu duyar duymaz benim içime bi korku kapladı tabi ki arkadaşlarımdan ve okulumdan ayrılma fikri beni aşırı tedirgin etmiştir hep. Sonra annem aynen aynen diyince allahım aldı beni bi panik. Yok baba ya ben okulumla mutluyum dışardan hazırlanırım dile falan dedim. Sonra ertesi gün okula depresif bir şekilde gittim. Kızlara tabi bi şey çaktırmadım. 3. derste İngizlizce hocasıyla konuştum. O da"Dışardan derse Dil sınavını geçebilmen çok düşük ihtimal. Annenlerin fikrine katılıyorum. Açıkcası okuldan gitmeni ben de istemem ama dedikleri Dil Okulu da çok saygın bir yer bence şans ver" dedi. Allahım o kadar kötü oldum ki... Sonra son derse gireceğiz okulda bi baktım telefonum çalıyor. Açtım babam "Kızım aşağıda bekliyoruz annenle okuldan çık gel" Müdüre de söylemişler hani en son benim haberim oluyor. Çıktım okuldan babamlarla o bahsi geçen diil okuluna gittik. Orada ben oturdum. Babamlarla rehberlik servisi görüştü falan. Çevreyi gezdirdiler. Bana da yarın bi tanıtım dersine gelsin dediler. Bende ingilizce hocasını dinliyip şans vermek istedim. Kabul ettim. Ertesi gün yakın arkadaşıma hastayım dedim ve okul yerine "o" yere gittim. Tabii herkes beni hasta sanıyor.

Orada babamın akademisinden arkadaşlarının çocukları olduğunu biliyordum. İkisi farklı kişiler, birbirlerini tanımıyorlar. Yani onlar birbirini tanımıyor, ben sadece kızı biliyorum. Oğlanın sadece adını biliyorum. İşte sınıfa girdim. Oğlan direk yanıma geldi Merhaba dedi tanıştık. Sınıfta kızlar bana şöööööle bi bakış attılar. Ben kafam önde en arka sıraya oturdum. Kızların hepsi posdyuma çıkacak gibiydi lan... Olm hepsi böyle üniversiteli gibi iri ve "olgun"dular.(Olgundankastımıanladınızinş). Bi de kendime baktım dedim abv ben niye böyleyim dfghdhfg. Ordan bi özgüven eksikliği ile güne başladım. Sonra o benim tanıdığım kız da gelmedi şansıma hasta olmuş. Yani ben tek tek oturuyodum. Yanıma işte o çocuk geldi benimle konuştu baya sağolsun ilgilendi. Sınıftaki kızlar gülüştüler. Fotoğrafımızı çekip siz sevgili olsanıza ehehehe dediler. Allahım kan nasıl beynime sıçradı varya!! Kıpkırmızı oldum. Yazık çocuk da mahcup oldu. Aşırı sinirlendim. Lan daha yeni gelmişim şerefsizler vicdansızlar niye böyle yapıyonuz oçlar... Neyse sakinim......... İşte burdan ben bi gıcık oldum kızlara. Haa söylemeyi unuttum sınıf 7 kişilik 6 kız 1 erkek. Ben bir gece önceden iişte tanıdığım kızla whatsapp'tan konuşuyordum. Kız bana dedi ki "Geleceğinden haberimiz vardı biz seni baya stalkladık facede falan ama bulamadık" dedi. Ben orda bi işkillendiydim. Neyse ertesi gün böyle bok gibi geçti. Akşam eve gittim. Twitter'a girdim. Birisi twit atmış tamamen benden falan alakasız biri "Erkeklerle arkkdaş olunca hem kızdan hem erkeklerden sevgili damgası yiyrum. Yeni nesil ne kadar salak sadece arkadaş olamaz mıyız?!" gibi bi şeydi. Ben de AYNEN LAN diyip RT attım. Sabah uyandım. Bildirim geldi twitterdan. O sınıftaki uyuz kızlardan biri TİVİTİ FAVLAMIŞ! STALKLARI SONUŞ BULMUŞ VE EN MAHREM YERİM OLAN TWİTTERIMI BULMUŞLAR!

Ertesi gün annemler zorla yine gönderdi. Tek günden bi şey anlamazsın diye. Yine kızlara hastayım dedim tabii. İşte ben ertesi gün gittim sınıfa kızlar benim önümü kesti. İçimden bi hasssktr çektim... Kızlar yanıma geldi. Sen böyle böyle bi twit atmışşsın biz onu üstümüze alındık, üzüldük sen bizi ciddiye mi aldın falan filan. Ben de "Beni stalklayan sizdiniz. Attığım hiçbir twit için hesap vermek zorunda değilim. Ayrıca ben sınıfa yeni gelmişim daha kimseyi tanımıyorum siz de beni tanımıyorsunuz daha ilk günden böyle şakalar rahatsız oldum" dedim. Bunlar güya ılımlı yaklaşıyorlar ama 10 kişi birden olunca hiç bi ılımı kalmadı ortada.

Böyle bi iki gün geçirdim. Yemekhaneye bile gitmedim ilk gün çekindim aç gezdim valla. İkinci gün de tanıdığım kızla gittim. Şimdi haklarını yemiyim kızlar bi yere giderken beni çağırıyorlar falan ama ne bileyim kibarlıklarından çağırıyor gibiler. Sadece samimi olduklarını düşündüğüm 3 kişi var. Geri kalan kızlar tamamen bana zıtlar. Yarın kendi okuluma gideceğim. Kendimi ait hissettiğim yerde olmayı cidden çok özledim. Oraya geri dönmek istemiyorum. Ama babamlar beni zora sokacak gibi.... Dayanacak gücüm kalmadı Allahım....


2 Ekim 2015 Cuma

İlk Hafta Değerlendirmesi


Selamlaaaaaaaaar! Bloga olan sorumluluklarımı yerine getirdikten sonra -Kitap yorumu, alışverişi vs- şimdi kişisel yazılarımı yazabilirim! Böyle olunca da şey gibi hissediyorum hani eve misafir gelmiştir, misafir gidince pijamalarını giyersin falan djfhgdjfgh Öyle yani. Misafirler yani -kitap yorumları falan- gidince kendi pijamalarımı -kişisel yazılarım- giymiş gibiyim. Neyse saçma oldu ama anladığınızı umuyorum :D. 

Herkes gibi benim de okulum başladı. Ama nasıl başladı... Bu seneki sınıfım tam bir gerizekalı. Sınıfların değişmesinden nefret ediyorum. Eski sınıfımda herkesi çok seviyordum ve aşırı iyi anlaşıyorduk. Onları çok özleyeceğim. Üstelik şuanki sınıfımda 15 kızdan 6'sı anlaşamadığım E şubesindeki kızlar dhgjfhgj. Şansıma tüküreyim hepsiyle mi tartışmalı olur bi insan. Hayır anlamıyorum uyumsuz biri de değilim. Anlaşamadığım pek kişi de yok. Bu iğrenç sınıf yetmezmiş gibi bi de öğretmenlerim de değişmiş. Tek tesellim İnkılap hocası en sevdiğim öğretmen. Tarihçi uyuz biraz ama İnkılapçı <3333 Nutuk'tan sınav yapmasa iyi hoca aslında. Bir de bu sene sınıf öğretmenim beni 9. sınıfta 48'den dersinde bırakan Coğrafyacı.. Zaten ilk dersimizde "HOCAM BENİ HATIRLADINIZ MI 2 SENE ÖNCE 48 DEN BIRAKMIŞTINIZ" dedim. Hoca güldü ve "Seni değil de 48'i hatırlıyorum" dedi. Ben tabı deli oldum. Sonra yanıma geldi "Demek 48'de bırakmıştım" dedi. "Evet" dedim. Bunun üzerine hoca da "Peki geçen sene kaçtan geçtin 50'den mi?" dedi. ben de durur muyum yapıştırdım cevabı "Tabi ki de hayır. Geçen sene dersime siz girmediniz. Mualla hoca girdi ve onu seviyordum 80'di ortalamam" dedim. Hoca yani beni sevmiyordun diyince sadece omuz silktim dfhgdjgjhdfg. Yani döneme sözlü olarak bi sıfır geriden başladım hayırlısı ya...

Sonra Matematik hocası da değişmiş eski öğretmenimi de en az İnkılapçı kadar seviyordum. Değişmesine üzüldüm. Ama bu da iyi ve ilk haftadan sınıfta sadece derse ben katılıp, soruları tek ben çözdüm dye ismimi ezberledi <333 Cınım benim yaaa. Onun dışında Felsefecimiz değişmiş Çetin hoca bizim değişimizle Çeto fgvdhfgjfg. Artık bayan bi hoca giriyor ve aşırı kıyak. Bu sene Felsefem iyi gelecek gibi. 

Sonra Drama dersinde gruplar oluşturduk. Bir senaryo yazıp oynayacakmışız. Bizim gruba "Arkadaşlar Another diye bi anime var. Onun konusunu yapalım çok eğleniriz ben senaryo yazarım " dedim. Konuyu anlatım inanır mısınız kimsenin zekası kurguya yetmedi önerim havada kaldı :C Anlayamamışlar... PEH! Neyse bende anime çok bulur kabul ettiririm fgjghj. Bu sene Drama'da iyi gelecek gibi. Sınavı olmasa iyi ders aslında...

Bir de seçmeli dil anlatım hocası var... Aşırı tuhaf bi tip dfgdhgfj. Gözlükleri mıknastıslı böyle. Dersin ortasında çat ayırıyor ikiye hgfjghfg. Sonra tekrar çat birleştirip takıyor kafasına falan çok gülesim geliyor allah affetsin gdfjdfgfg. Ama dersi iyi anlatamıyor. Allahtan Seçmeliye bu adam giriyor. Bizim kendi Dil Anlatım dersi hocamız çok tatlışko böyle converse falan giyiyor genç öğretmen. Geçen sene azcık dersime girmişti o. Bu sene hem Edebiyata hem de dil anlatımıma o giriyor <33333

Son olarak bu sene okuldaki en büyük sınıf biz olunca havamızdan geçilmiyor dfhjgj. Bir de benim sınıfım 9'ların katındaki tek büyük sınıf obaaaaaa. 9'lar bi hürmet gösteriyor bize çok hoşuma gidiyor hdfgjdhfgjg. Tenefüste Voleybol toplaarını bize veriyorlar falan aşırı eğleniyorum gjfhgjf. Yaaani senpailerinize itaat edin dfjgjhghj


Okulumun ilk haftası böyleydi. Sizlerin nasıldı? Umarım iyi bi sene olur. Hepimize başarılaaaaaaar :3

Kitap Alışverişi ve Yurt İçi Kargo Rezaleti

Allahım birikmiş o kadar çok yayın olmuş ki taa bayram öncesinin yayınını yazıyorum şuan dhfjggh. Bu kargo da aşırı belalı geldi yalnız.

Uzun süredir Yurtiçi kargo ile alıyorum kitapları. Çünkü evimize en yakın şubeli kargo firması. Siparişi HepsiBurada.com'dan verdim ve kargoyu sms ile takip özelliğini aktifleştirdim. Yani kargo yola çıkınca, şubeye gelince falan bana mesaj geliyordu. İki gün sonra kargoonuz dağıtıma çıktı diye bana mesaj geldi. Allahım nasıl heyecanlıyım pencereden kargo arabasını bekliyorum falan ama yok kargo gelmiyor. ertesi gün böyle, üçüncü gün böyle falan ben sinirlendim gittim kargo şubesine bir de ne göreyim! Mesai saati olmasına rağmen kargo arabası şubenin önünde şoförler oturmuş çay içiyor. Orada bi şalterler attı benim. Gittim bi hışımla orada benden yaşca büyük amcalara ve teyzelere fırça çektim Allah affetsin. Sonra bi baktım meğersem herkes benim durumumdaymış. Ben milleti gaza getirdim orda sfgjfdghj Hep birlikte kargo şirketini korkuttuk. Neyse ben kargomun ilk kısmını aldım

Sonra ikinci bi parça daha almak için ertesi gün şubeye tekrar gittim. yoktu. İkinci gün de gittim yok. Kargon şubeye ulaşmış, ancak görevliler bulamıyor! inanabiliyor musunuz? Ben bizzat kendim girdim bakım depoya paketlerin hepsi sağa sola fırlatılmış o kadar düzensizdi ki içimden iyi ki ki benim kargomun içinde kırılacak bir şey yoktu diye geçirdim. Bulamadık mı biz kargoyu. Yarın da Pazar zaten şube kapalı biz de o gün tatile gidecektik. Ben yine orada bi terör estirdim. Bu kadar sorumsuz firma olamaz diye. Adamlar bi şey diyemediler haklısınız dediler. Sİnir kusa kusa öfke ile uzaklaştım oradan. Ve dün gidip kargoyu aldm ben... TAM 4 HAFTADIR O PAKETE ULAŞAMAMIŞTIM. Artık mahkemeye gidecektim yemin ediyorum. Bir daha Yurt içi ile alırsam iki, olsun hepsinin abv.

Bu ay aldığım kitaplar bunlar. Hepsini bir yerden toplu almadığım için gelin neyi nerden almışım bi bakalım. 

Kargodan çıkanlar;
Güneş ve Çöl: Bu bi serinin son iki kitabı. En sevdiğim yazarlardan olan Catherine Fisher'a ait. İlk kitabı geçen sene okumuştum. Uzun süredir son iki kitabı da almak istiyordum bu sefere nasip oldu.
Scarlet ve Cress: Bu da Ay Günlükleri serisinin 2. ve 3. kitabı. 4. kitap daha ülkemizde çıkmadı. Sonunda bu seriyi de tamamladım dfgjgh.
Şeftali Kokan Bir Yaz: Bu kitabı en akın arkadaşıma aldım. Çünkü o bu tür kitapları çok sever :3. Bu kitap şeftali kokuyor ve sayfaların kenarları pespembe o kadar tatlı ki :')


Ertesi gün dershanem vardı. Dönüşte The 100 Eve Dönüş için kitapçıma uğradım. Orada Hain Yüreğim'de vardı. Merak ettiğim için ikisini de aldım. Zaten ikisini iki günde bitirdim şans eseri gjfhgfhghj


Okulların açılmasından bir gün önce ise Ankamall'e gidip pantolon alacaktım babamdan 150 lira aldım ehueheuhe. Paranın bir kısmı ile de bu ikisini aldım. I'll Give you the sun ile The Sky Is Eveywhere arasında çooook kaldım. 25 dakikaya yakın hangisini alsam diye düşünüp sonunda The Sky is Everywhere aldım. İnş beğenirim. All the bright places'i ise okumazsam ölürdüm.... O kadar çok merak ediyordum ki bu kitabı ilk kez D&R dan paraya kıyıp foregein language kitap aldım dgjdfhgh. Ama sonuna kadar değdi. Hemen okumaya başladım zaten şuan muhteşem gidiyor. *-*

Bu ay aldığım kitaplar bunlardı. Sanırım şansımı çok zorlamışım :((( Tam da Clockwork Angel'ı alacaktım. Ama artık almaya yüzüm yok cidden. Önce bunları okuyayım da gerisini öyle alırım. Gerçi İthaki yayınları çok istediğim bir kitabı çıkardı bugün onu alsaydım çok efso olabilirdi ama bu aylık alamayacağım gibi görünüyor gg :((((



Haikyuu!! 2. Sezon *-*

Selamlar! Arşivin tozlu satırlarından bir yayın daha çıkarıyorum. Haikyuu'yu yazın başında izlemiştim ama bir türlü yorumunu bloga koyamadım. (Aynı Kuroshitsuji gibi...). Bugün dde Haikyuu ve Noragami'nin ikinci sezonu gelmişken aradan çıkartayım dedim. Bu arada NORAGAMİNİN YENİ SEZONU GELİYOR AĞAĞAĞĞAĞAĞAĞĞAĞA Beni tanıyanlar Noragami'ye ne kadar düşkün olduğumu bilirler. Yato yok mu o Yato ooof *-----* Tamam sakinim dgfbjdfh. Haikyuu!!'ya dönüyorum dfggdjfhg


Bir şans etkinliği Shouyou Hinata’nın voleybol aşkını tetikler. Takımında hiç oyuncu yoktur ama bir şekilde gayret ederek “Kortun Kralı” olarak bilinen, süper star, Tobio Kageyama tarafından ezildikleri ilk ve son Orta okullar ligi maçına çıkmayı başarırlar. İntikam ateşiyle yanıp tutuşan Hinata, nefret ettiği ezeli rakibi Kagayema’yla karşı karşıya gelmek için Karasuno Lisesi’nin voleybol takımına kaydolur.Tek amacı intikam almaktır!
Haruichi Furudate’nin kaleminden dinamik ve kanı kaynayan gençliği anlatan bir voleybol hikayesi.

Benim Kuroko No Basket'ten sonra izlediğim ikinci spor animesi olan Haikyuu!! favorilerime girmişti bile. Bir animede görüp görebileceğiniz eeeen sempatik karakterleri (YATOHARİÇYATOAŞK) bünyesinde barındırıyor *-*. Bücür Hinata ve Sahaların Kralı Kagayema ile Süper tatlişko Libero Nishinoya var .3 Allaam Nishinoya çok tatlı lan dfghdfjghj Fangirrllük yapıyorum ona resmen. 


Şu asalete, colluğa, tatlılığa bakar mısınız?

Bir de Hinata var. Bizim tatlışko smaçörümüz. Aslında Nishinoya'nın da Hinata'nın da boyu çok kısa ancak onlar yetenekleri ile ön plana çıkıyorlar *-* Hinata takıma yeni gelmiş olmasına rağmen kısa sürede herkesin gözüne girip, konuşulan kişi oluyor.


Şu şebekliğe de bi bakın :3


Her spor animesinde olduğu gibi bunda da benim voleybola başlayasım geldi dhgfdjfrg. Animede lisenin adı KARAsuno, benim voleybol kulübümün adı da KARAyolları'ydı gfgjfg Ve formam da Nishinoya gibi Turuncuydu. Zaten benim soyadım da KARA.. Allahım bence bu bi işaret voleybola tekrar başlamalıyım dfgdhgdf. 

İlk başlarda klasik bi spor animesi olarak görülebilir. Yani ilk başarısız sonra başarılı falan klasik bi tema. Ancak işlediği alt temalar ile harika bir anime Haikyuu!!. Aslında dikkatli düşünürseniz takım çalışmasını, arkadaşlara olan güven ve sadakati, bir işe olan sorumluluk duygusunu nasıl güçlü işlendiğini görebilirsiniz.

ÖZellikle benim gibi spor animeleri izlerken yerinizde duramayan kıpır kıpır kalbi tekleyen biriyseniz bu anime tam size göre gkhjhjk. İçerdiği eğlenceli diyaloglarla ve maceralarıyla sizin de favorilerinize gireceğinden eminim :3 ZATEN BUGÜN İKİNCİ SEZONU GELİYOR NORAGAMİ İLE BİRLİKTE AĞAĞĞAĞAĞAĞAĞĞAĞA ÇOK HEYECANLIYIM!

İYİ SEYİRLER!!

Tasarım: Şevval & Moka