8 Temmuz 2018 Pazar

ah o gemide ben de olsaydım

açık denizlere yol alsaydımmMmMm
Vız gelirdi her şey inaAan banaAaa
Yeter ki ben sana VarsayDIMmMmm
 
HEEEEEEEEEEEY MERABA! 
Yaz tatiliniz nasıl gidiyor? Benim iyi gidiyor diyebilirim sanırım, tüm gün yatıp Mystic Messenger oynuyorum kafayı yemek üzereyim :'D Gece bile kalkıyorum tüm uyku düzenim bozuldu... 9. gündeyim oyunun bitmesine 2 gün kaldı. VE yarın şehir dışına çıkıyoru, harika zamanlama. Neyse size bugün ne kadar asosyalim yazısı yazmaya gelmedim. Bugün konuşmak istediğim şey.............

KoRSANLAR 


N'alaka dediğinizi duyar gibiyim. Dün küçükken olmak istediğim şeyler hakkında bir tivit atmıştım ve bu konu hakkında söyleyecek çok fazla şeyim olduğu için neden bloga yazmıyorum diye düşündüm hehehe Bu arda küçükken dediğim ilkokul ve ortaokul yıllarım lol

Küçükken korsan, deniz kızı ve Pocahontas olmak isterdim. Hepsi bana o kadar özgür gelirdi ki. Özellikle korsan olma fikri. Her şehirde farklı bir liman, farklı bir macera. Deniz tehlikelerle dolu ama geminin içi de en az bir o kadar tehlikelii. Peki bu korsan olma fikri küçük yaşta nasıl zihnime yerleşti....

Sanırım 3. sınıftaydım ve Jules Verne'nin Denizler Altında Yirmi Bin Fersah kitabını okumuştum. Kitaptan çok etkilendiğimi ve hemen ardından Kaptan Grant'ın Çocukları'nı okuduğumu hatırlıyorum. Bu kadar denizle ilgili kitap okuyunca içime bi denizlere açılma sevdası düşmüştü. Gel zaman git zaman korsanlarla ilgili bir kitap okudum. Zaten seyahat etmeye o yaşlarda bile çok meraklıydım (Evliya Çelebi'nin maceraları serisini okuyordum sürekli), hem ülkeler aşıp hem de maceralar yaşayacağım bir hayatımın olması fikri beni çok heyecanlandırmıştı. Kütüphanedeki bir kitapta da kadın korsan "Ching Shih" hakkında bir şeyler okumuştum ve demiştim ki "WOOOOOOOOOAaaaaaaaaaaaaaaaa kadın korsanlar da varmışş" Bu arada bizim eve internet ben 5. sınıfken geldi o yüzden evimizin karşısındaki halk kütüphenesi benim tek kaynağımdı :') Sonra gel zaman git zaman sene 2011, Karayip Korsanları 4 vizyona çıktı. Ben de nasıl heyecanlıyım hemen cd'sini aldık eve oturdum izledim. BİR DE FİLMDE DENİZKIZLARI VARDI AMAN AMAN İKİNCİ ZAAFIM. Ben filme aşık olmuştum ve 253461234612 kere izledim. Ondan sonra iyice korsan olmak istedim ama nerede yaşadığımı biliyordum ve hayal kurmanın da bir sınırı vardı :'))

Ama hep düşünürdüm zihnimde bir mürettabata katılıp açık denizlere giderdim. Saçlarımı kısacık kestirirdim cinsiyetim belli olmasın diye çünkü denizlerde kadınlara yer olmadığını biliyordum (PALAVRA). Güvertede tek takılırdım genelde ve işlerden kaçardım!!!!!!!!!!!!!!! Kaptanımız cılız olduğum için sürekli bana kızardı ve tuvalet temizliği verirdi.. Geceleri ise herkes uyurken sessizce güverteye çıkardım ve simsiyah gökyüzünü seyrederdim. Bir sürü yıldız olurdu gökte. Özellikle haziran ve temmuz aylarında. Sık sık Ülker yıldız kümesine bakar, düşünürdüm. Durduğumuz limanlarda o yere özgü yiyecekleri tadardım. Eğer gittiğimiz adayı sevdiysem gemiye dönmem ve bir süre oralarda oyalanırdım. Ne yazık ki kaptanıma bağlılığım çok olmazdı. Param bitince başka bir gemiye gizlice girer, kendime bambaşka bir isimle yeni bir hayat kurardım. Her gemide farklı bir ben vardı. Bugün Elif yarın Atlantisli ondan sonraki gün Grane.. Sanırım gerçek kimliğimi ben bile unuturdum. Bir gün yetim bir dilenci olur maceraya atılmak istediğimi, başka bir gemideyse soylu olduğumu ve ailemin beni ekonomik kaygılarla bir tüccarla evlendirmek istediği için kaçtığımı söylerdim. Belli bir seviye kılıç kullanmasını bilird----------------------

HEY GERÇEĞE DÖN ATLANTİSLİ! Bunlar artık geçmişte kaldı değil mi? Artık bunları düşünmüyorsun değil mi? Bırak artık o kitapları ve gerçek hayata dön. 

Burada deniz yok, mürettebat ve bir ada yok. Sadece gerçek hayat var. Artık bunu öğrenmen gerek. Böyle şeyler hayal etmeye devam edersen gerçek hayatta mutlu olamazsın. O yüzden bırak artık ve gerçeğe dön, olur mu? 

olur.

2 yorum:

  1. sonlara doğru ne güzel olurdu diyip ben de hayal kurmaya başlamıştım iç sesini az susturamadın mı :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahahah, çok üzgünüm, gerçeğe dönmek zorundaydık :D

      Sil

Tasarım: Şevval & Moka