Şu an bu satırları odamın camına vuran karla karışık yağmur damlaları eşliğinde yazıyorum.
Son yazımı yazdıktan sonra blogumda bir gezintiye çıktım ve açıkçası 14-15 yaşındaki Atlantisli'den çok utandım hahaha Yazım yanlışları, cümle düşüklükleri... aman yarabbi bir de eli az çok kalem tutan biri sanırdım kendimi.
Elim hala kalem tutuyor.. sanırım..
2023 hedefim aslında bir öykü yazmaktı, 2022 yılının sonlarına doğru pek hevesliydim ve yeni yılda ciddi şekilde edebi yazınla uğraşacağımı sanmıştım.. sanmıştım :'''')) 2023 Şubat depremi ve sonrasında nisan gibi Almanya'ya gideceğim kesinleşince yılın gerisi nasıl geçti farkına bile varamadım. Çoktan iki yıl geçti bile, bu süreçte ne içindeydim zamanın ne de büsbütün dışında.
25 yaşımı doldurdum aslında, böyle diyince ufacık, bu dünyada bir çeyrek asır yaşadım diyince ulu bir çınar gibi hissediyorum haha halbuki daha hiçbir şey yaşamadım, inanın hayatı kitaplardan öğrenmiş 15 yaşındaki halimden bir farkım yok.
Aslında yaşadığım zorlukları düşününce kendimi yetişkin hissediyordum ama sonralardan her yaştan insanın kendi mücadelesini verdiği bu dünyada zorluk çekmenin yetişkinlik değil, insan olmak olduğuna karar verdim. Kaygılarım, kuşkularım, kararsızlıklarım; tek değilim, herkes aynı şeylerden geçiyor, aynı sorunlarla baş ediyor. Bu kollektif zorluğun parçası olmak bana dünyada bir yerim olduğunu hissettirdi. 25. yaşımda insan olduğumdan ve dünyada bir yerim olduğundan emin oldum.
Umarım 26. yaşımda dünyadaki yerimden keyif alırım.
Açıkçası bir hayalim ya da hedefim de yok ama 25. yaşımda gelecek hakkında endişelenmenin de bir ayrıcalık olduğunu öğrendim. Geleceği düşünebildiğim bir noktada olduğum için minnettarım.
Galiba bir de 26. yaşımda amaçsızlığımla barışmak, o gün için elimden geleni yapmak ve attığım bir küçük adımla yeterli hissetmek istiyorum. Bir de sabırlı olmayı… her şey zaman alıyor, çaba yalan söylüyor ama boşa gitmiyor:) gerçekten de evrende hiçbir şey kaybolmuyor sadece şekil değiştiriyormuş. bunu da 25 yaşında öğrendim.
Hala yılın başındayken, özellikle inanılmaz yorucu bir aydan sonra (Captain it's only February 13 yahu), bunları kendime hatırlatmak iyi geldi.
ne diyordum bu yazı ne hakkındaydı neye döndü artık benim öykü macerası başka bir yayına kaldı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder